15 Kasım 2010 Pazartesi

Akçay Sonrası

Gözüken amaç : Asker öncesi vedası ve bayramlaşma
İçsel amaç : Koleksiyona forma katmak üzere yol üstündeki outlet ziyaretleri ve Sutüven Şelalesi'nde fotoğraf çekme
Atlatılan tehlikeler : "Blog'a koyarım ben bunu yæ" amacıyla çıkılan gözetleme kulesinin tahtalarının çürümüş olması ve çıtırt çıtırt sesleri eşliğinde kuleden inmem, topu yakalamaya çalışırken dereye uçmama ramak kalması ve Nat Geo fotoğrafçılarını anlamama vesile olan, güzel bir açı yakalamak için çıktığım kayanın 2-3 insan boyunda olması
Kazanımlar : Daha önce gidip gördüğüm yerleri bu sefer fotoğraflama şansı, Ankara deplasmanından alınan 3 puan, askerlikle ilgili bolca iyi dilek ve bayramla karışık askerlik için harcırah...
Sonuç : Anne tarafından memleketim olan Akçay'ı, Kaz Dağları'nı, Sutüven Şelalesi'ni, Hasanboğuldu'yu imkanınız olursa ziyaret edin, pişman olmazsınız.

10-11 | Gençlerbirliği - Beşiktaş

Kısa süreli bi tatil olsa da hem akrabaları görmek hem de kafa dağıtmak amacıyla gidilen Akçay'da araya kıstırıp maçı da izleyebildim ilk 15-20 dakikası hariç. İlk yarıda hiç birşey oynamamışken gelen şans golüyle devreyi önde kapatınca ikinci yarı da da skor avantajıyla sahanın hakimi olduk. 65-70 gibi orta saha tamamen düşünce bas bas bağırdım ekran karşısında Necip, Necip diye. Girince tekrar oyunu rölantiye aldık. Quaresma etkili ve istekli, Guti durgun gününeydi. Kaptan Delinho ve Ersan'ı yine beğendim. Holosko'ya bakınca Tabata gözüme Maradona geliyor. Devre arası üçüne beşine bakılmadan yollar ayrılmalı. Hem Sivok geliyor 2. yarıya, kontenjan da açılmış olur bahaneyle. Bir başka can sıkan ayrıntı ise Bobo ve Nobre gibi iki adamın olmadığı Gençlerbirliği gibi nispeten zor bir deplasmanda Fatih Tekke'nin Schuster'le kavga ettiğinden kadroya alınmaması... Fatih'le de devre arası yollar ayrılacak gibi duruyor. Haftaya ne yapıp edip Konyaspor engelini de aşmak lazım. Daha sonra Galatasaray derbisi ligdeki kaderimizi birebir etkileyecek...