Devre arası transfer dönemi yaklaştıkça tranfer söylentileri de artıyor. Son söylentilerden biri devre arasında veya sezon sonunda Beşiktaş - Galatasaray arasında oyuncu alışverişi olacağı yönünde. Ben de bu alışverişte gidebilecekler isimleri analiz etmek istedim. Buyrun ;
Öncelikle şu anda 10 tane yabancımız var. Sezon sonunda yabancı transferi yapmak için en az 3 tane yabancı göndermek lazım. (Schildenfeld olayını kaçırdım o da varsa 11 oluyor)
Bi kere Sivok, Ferrari, Ernst üçlüsünü Beşiktaş'ın başında Adnan Polat olsa bile Galatasaray alamaz. Ronaldinho'yu falan getirir ama bu saydığım isimleri alamaz.
Fink (Devre arası olmasa da sezon sonu gönderilebilir, öyle büyük bi tepki olmaz. Olsa da olur olmasa da olur bi oyuncu benim için.)
Holosko (Takımın para edebilecek en önemli isimlerinden biri ve sakatlığında yokluğunu çok arıyoruz.)
Tabata (Rıza hoca devre arasında derdimize derman olabilir.)
Delgado (Hiç bi takımın Delgado'yu para verip alacağını düşünmüyorum, bizim de acilen kurtulmamız lazım. Şu anda Delgado'yu aramamızın tek sebebi keçi ve Abdurrahman Çelebi olayıdır.)
Tello (Gerek devre arası gerek sezon sonu kesinlikle gönderilmesi gereken isimlerden. Ama Galatasaray onu almak gibi bi saçmalık yapmaz heralde.)
Bobo (Kim ne dersin Beşiktaş yönetimi Bobo sorununu eline yüzüne bulaştırmıştır. -neyi doğru yapıyorlar ki- Böyle bi adamı bulup getiriyorsun (Zago sağolsun) güzel de bi kontrat imzalıyorsun ama kontratının son senesinde krizi berbat yönetiyorsun. Adamın sezon sonu kontratı bitiyor. Herhangi bi Avrupa klubü veya Galatasaray adamla sezon sonu için bedavaya anlaşıp, kardeşim biz bu adamla anlaştık şimdi alalım 1-2 milyon euro'da sizin önünüze atarız. Hem siz kazanırsınız hem biz kazanırız diyebilir. Bu hareketi yapan hangi takımın yönetimi olursa olsun ayağa kalkıp alkışlamak gerekir...)
İbrahim Toraman (Beşiktaş'ı gerçekten en az bi İlhan Mansız kadar sevdiğini düşünüyorum. Gitmez heralde)
Serdar Özkan (Mustafa Denizli'nin prensi. Beşiktaş'taki Aydın Yılmaz vakası. Buyursun dilediği yere gitsin)
Batuhan (Aman ha diyorum. sakın yapmasın Beşiktaş yönetimi böyle bi hata )
Bir de Galatasaray cephesinen bize gelme olayı olabilecek oyuncuları değerlendirelim. Arda'yı kategori dışı bırakıyorum. Şu Galatasaray'dan isteyeceğim tek adam Harry Kewell'dır. Bir futbolcu da olması gereken herşey var ve futbolun seyir zevkini yükseltiyor. Fink gönderilirse de plase olarak Mehmet Topal'ı isteyebilirim. Bu sayede yazının başında belirttiğim yabancı kontenjanına -1 hane daha yazabiliriz.
Bakalım transfer sezonu neler gösterecek...
11 Aralık 2009 Cuma
Tv'de Hafta Sonu
11 Aralık Cuma
20.00 Antalyaspor – Galatasaray (Lig TV)
21.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (TRT 3)
12 Aralık Cumartesi
14.45 Stoke City – Wigan (Spormax)
17.00 Chelsea – Everton (Spormax)
19.30 Manchester United – Aston Villa (Spormax)
19.30 Werder Bremen – Schalke 04 (TRT 3)
20:00 Marseille – Boulogne (Kanal A)
20.00 Fenerbahçe – Ankaragücü (Lig TV)
21.00 Barcelona – Espanyol (Ntvspor)
22.00 Lorient – Auxerre (Kanal A)
23.00 Valencia – Real Madrid (Ntv)
13 Aralık Pazar
13.30 İstanbul Belediye – Kayserispor (Lig TV)
16.00 Denizlispor – Trabzonspor (Lig TV)
16.00 Milan – Palermo (Ntvspor)
18.00 Liverpool – Arsenal (Spormax)
18:00 PSG – Saint Etienne (Kanal A)
20.00 Manisaspor – Beşiktaş (Lig TV)
22.00 Lyon – Bordeaux (Kanal A)
20.00 Antalyaspor – Galatasaray (Lig TV)
21.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (TRT 3)
12 Aralık Cumartesi
14.45 Stoke City – Wigan (Spormax)
17.00 Chelsea – Everton (Spormax)
19.30 Manchester United – Aston Villa (Spormax)
19.30 Werder Bremen – Schalke 04 (TRT 3)
20:00 Marseille – Boulogne (Kanal A)
20.00 Fenerbahçe – Ankaragücü (Lig TV)
21.00 Barcelona – Espanyol (Ntvspor)
22.00 Lorient – Auxerre (Kanal A)
23.00 Valencia – Real Madrid (Ntv)
13 Aralık Pazar
13.30 İstanbul Belediye – Kayserispor (Lig TV)
16.00 Denizlispor – Trabzonspor (Lig TV)
16.00 Milan – Palermo (Ntvspor)
18.00 Liverpool – Arsenal (Spormax)
18:00 PSG – Saint Etienne (Kanal A)
20.00 Manisaspor – Beşiktaş (Lig TV)
22.00 Lyon – Bordeaux (Kanal A)
10 Aralık 2009 Perşembe
Sinan Bolat
Tarihler 16 Mayıs 2009'u gösterirken Belçika Ligi'nde son haftaya Anderlecht ve Standard Liege 74'er puanlar girer, ligi aynı puanda bitirirlerse şampiyonu belirlemek için 2 maçlık bi playoff oynanacaktır. Anderlecht, Genk'i deplasmanda 2-0 yener. Standard Liege de Gent deplasmanında 1-0 öndedir. Dakikalar 92'yi gösterirken şu anda Milan'da forma giyen Amerikan Onyewu rakibini indirir ve Gent penaltı kullanmaya hak kazanır. Bryan Ruiz topun başına geçtiğinde karşısında Sinan Bolat vardır...
Pozisyon anında Liege taraftarının görüntüsü...
Sinan, Liege taraftarının gönlünde taht kurmuştu. Dün yaptığı şeylerle de şehrin girişine heykelinin dikilmesini sonuna kadar hakettiğini gösterdi. Dakika 90+5. Liege, AZ Alkmaar ile karşılaşıyor ve deplasmanda 1-0 önde. Bu skor AZ Alkmaar'ı Avrupa Ligi'ne taşırken Standard Liege'in de sonuncu olup kendi ligine geri dönmesi anlamına geliyor. Geçen sene kahramanlaşan Sinan da ileride. Belki de ligimizde çoğu forvet oyuncusunun vuramayacağı bi ustalıkla topu köşeye yolluyor. Liege 1-1'lik beraberliği yakalayıp AZ Alkmaar'ı anasının ligine yolluyor. Kendi de 3. olup Avrupa Ligi'ne gitmeye hak kazanıyor. Rüştü'leri, Volkan'ları gördükten sonra böyle bi kalecimiz olduğu için çok şanslıyız. Umarım artık Sinan, Milli Takım bazında da hakettiği ilgiyi görür ve Türk futboluna yardımcı olur... Bravo Sinan...
Pozisyon anında Liege taraftarının görüntüsü...
Sinan, Liege taraftarının gönlünde taht kurmuştu. Dün yaptığı şeylerle de şehrin girişine heykelinin dikilmesini sonuna kadar hakettiğini gösterdi. Dakika 90+5. Liege, AZ Alkmaar ile karşılaşıyor ve deplasmanda 1-0 önde. Bu skor AZ Alkmaar'ı Avrupa Ligi'ne taşırken Standard Liege'in de sonuncu olup kendi ligine geri dönmesi anlamına geliyor. Geçen sene kahramanlaşan Sinan da ileride. Belki de ligimizde çoğu forvet oyuncusunun vuramayacağı bi ustalıkla topu köşeye yolluyor. Liege 1-1'lik beraberliği yakalayıp AZ Alkmaar'ı anasının ligine yolluyor. Kendi de 3. olup Avrupa Ligi'ne gitmeye hak kazanıyor. Rüştü'leri, Volkan'ları gördükten sonra böyle bi kalecimiz olduğu için çok şanslıyız. Umarım artık Sinan, Milli Takım bazında da hakettiği ilgiyi görür ve Türk futboluna yardımcı olur... Bravo Sinan...
8 Aralık 2009 Salı
CL | Beşiktaş - CSKA #2
Bu sezonluk Avrupa maceramız buraya kadarmış. Daha önce Şampiyonlar Ligi'ne 4 kez katılmış ve sırasıyla 6-4-7-6 puan almıştık. Fakir avuntusu olarak bakılabilir ama zaten yenseydik de Manchester United'ın o kadrosunun Almanya'da 3-1 galip gelmesiyle Avrupa defterini yine de kapatmış olacaktık ve bu daha can yakıcı olacaktı.
Maç öncesi kadroları gördüğümde hücum organizasyonlarımızın yine Allah'a emanet olduğunu düşündüm ve zaten öyle de oldu. 12. dakikada Tello ile çok net bi pozisyon bulduk, Tello kaçırdı. Atsaydı farklı olur muydu? Hiç sanmıyorum. İbrahim Toraman maç boyunca Dzagoev'le adam adama oynadı. Tıpkı Fenerbahçe maçında Fink'in Alex'e yapışması gibi. Ama derbide biz hücumdayken Fink de katılıyordu zira ilk golümüz böyle gelmişti. Bugün İbrahim Toraman'ın öyle bi özgürlüğü yoktu. İbrahim kardeşlerden Üzülmez ve Kaş'da kötü olunca kanat aksiyonlarımız sıfıra indi. Bobo yine bi Avrupa maçında yalnızları oynadı. Tello gerçekten çok kötüydü. Ne şut çekebildi, ne orta yapabildi ne de defansa katkıda bulundu. Bermuda şeytan üçgenini yine beğendim. Sivok-Ferrari-Ernst üçlüsü yine çok iyiye yakın bi performansla oynadılar. Nihat girdikten sonra olumlu işler yapmaya çalıştı. Mustafa hocanın tavşanlarının son Avrupa maçımızda sahneye çıkmasıyla Şampiyonlar Ligi tarihimizde ilk kez içerideki 3 maçımızı da kaybettik. Fink'i çıkarmasıyla gelen ıslıklar ve Fink klübeye doğru yürürken Michael Fink adına tezahürat yapılması günün güzel ve anlamlı anlarından biriydi. Bu kadar formsuz bi hücum gücüyle buralara gelmek de başarı sayılabilir. Formda bi Nihat, sakat olmayan bi Delgado ve Holosko ile herşey çok farklı olabilirdi.
Şimdi gözümüz kulağımız 17 Aralık'ta UEFA'nın CSKA ile ilgili vereceği kararda. Dün takım İstanbul'a gelmeden Antalya'da kamp yaptığı yerden çıkarken herkese bi test daha yapılmış. Eğer bi kişiden daha doping içeren madde çıkarsa UEFA'nın CSKA'yı ihraç edeceğini düşünüyorum. Yok, başka kimseden çıkmazsa Sergei Ignashevich ve Alexei Berezutskiy büyük bi ceza alabilir. Bakalım ilerleyen günler neler göstericek. Hafta sonunda Manisa deplasmanına gidiyoruz. Bilet sıkıntısını aşabilirsem ben de stadda olacağım. Ligde kaldığın yerden devam Beşiktaş. Herşey için teşekkürler çocuklar...
Maç öncesi kadroları gördüğümde hücum organizasyonlarımızın yine Allah'a emanet olduğunu düşündüm ve zaten öyle de oldu. 12. dakikada Tello ile çok net bi pozisyon bulduk, Tello kaçırdı. Atsaydı farklı olur muydu? Hiç sanmıyorum. İbrahim Toraman maç boyunca Dzagoev'le adam adama oynadı. Tıpkı Fenerbahçe maçında Fink'in Alex'e yapışması gibi. Ama derbide biz hücumdayken Fink de katılıyordu zira ilk golümüz böyle gelmişti. Bugün İbrahim Toraman'ın öyle bi özgürlüğü yoktu. İbrahim kardeşlerden Üzülmez ve Kaş'da kötü olunca kanat aksiyonlarımız sıfıra indi. Bobo yine bi Avrupa maçında yalnızları oynadı. Tello gerçekten çok kötüydü. Ne şut çekebildi, ne orta yapabildi ne de defansa katkıda bulundu. Bermuda şeytan üçgenini yine beğendim. Sivok-Ferrari-Ernst üçlüsü yine çok iyiye yakın bi performansla oynadılar. Nihat girdikten sonra olumlu işler yapmaya çalıştı. Mustafa hocanın tavşanlarının son Avrupa maçımızda sahneye çıkmasıyla Şampiyonlar Ligi tarihimizde ilk kez içerideki 3 maçımızı da kaybettik. Fink'i çıkarmasıyla gelen ıslıklar ve Fink klübeye doğru yürürken Michael Fink adına tezahürat yapılması günün güzel ve anlamlı anlarından biriydi. Bu kadar formsuz bi hücum gücüyle buralara gelmek de başarı sayılabilir. Formda bi Nihat, sakat olmayan bi Delgado ve Holosko ile herşey çok farklı olabilirdi.
Şimdi gözümüz kulağımız 17 Aralık'ta UEFA'nın CSKA ile ilgili vereceği kararda. Dün takım İstanbul'a gelmeden Antalya'da kamp yaptığı yerden çıkarken herkese bi test daha yapılmış. Eğer bi kişiden daha doping içeren madde çıkarsa UEFA'nın CSKA'yı ihraç edeceğini düşünüyorum. Yok, başka kimseden çıkmazsa Sergei Ignashevich ve Alexei Berezutskiy büyük bi ceza alabilir. Bakalım ilerleyen günler neler göstericek. Hafta sonunda Manisa deplasmanına gidiyoruz. Bilet sıkıntısını aşabilirsem ben de stadda olacağım. Ligde kaldığın yerden devam Beşiktaş. Herşey için teşekkürler çocuklar...
CL | Beşiktaş - CSKA
Hastalığım dolayısıyla çok fazla yazabilecek durumda değilim. Zaten çok da yorum gerektiren bi maç olmayacak. Şampiyonlar Ligi 2. tur şansımız malesef yok. Avrupa'da yola UEFA'da devam etmek için almamız gereken skor ise mutlak galibiyet. Ya 1-0 ya da 2 farklı galibiyet. Yetiyor mu? Hayır yetmiyor. Wolfsburg'un Almanya'da Manchester United'dan mutlaka puan alması gerekiyor. Manchester United'ın defansında Rio Ferdinand, Nemanja Vidic, Wes Brown, Gary Neville, Rafael, Fabio, John O'Shea ve Jonny Evans sakatlık veya hastalık nedeniyle kadroda yok. Alex Ferguson'un defansın göbeğinde Carrick ve Fletcher'a görev vermesi bekleniyor. Wayne Rooney, Berbatov ve Giggs ise Almanya'ya götürülmedi. Almanya cephesinde bütün haberler istediğimiz gibi gidiyor. İstanbul'a döndüğümüzde de bugün alınan bi haber Beşiktaş'a maç dışında da bi umut kapısı oldu. İngiltere'deki Manchester United-CSKA karşılaşmasından sonra doping kontrolü yapılan Alexei Berezutsky ve Sergei Ignashevich'te dopinge rastlandı. UEFA net kararını 17 Aralık'ta verecek ancak UEFA'nın CSKA'yı ihraç edip seneye de Avrupa kupalarını girmesini engellemesi bekleniyor. Tüm bu yaşanan gelişmeler konstantrasyonumuzu bozmadan gün içinde gelen güzel haberlerle birlikte biz CSKA'yı 1-0 veya 2 farkla yenelim, Wolfsburg'da tarihinin en eksik kadrosuyla Almanya'ya giden Manchester United'ı yensin, hayat bayram olsun. Avrupa'da bahar aylarını görelim. Şu ana kadar hep "Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık" cümlesiyle büyüdük, bugün tarihi değiştirmenin zamanı. Haydi Beşiktaş, haydi Wolfsburg...
Saldır Beşiktaşım oooolleeeeeeeyyyy...
Saldır Beşiktaşım oooolleeeeeeeyyyy...
7 Aralık 2009 Pazartesi
Maradó
Meksikalı bi bira şirketi Diego Maradona'dan esinlenerek "10 Maradó" diye bi bira imal etmiş. Cerveceria Revolucion adında Guadalajara'da kurulu olan şirket spor başta olmak üzere kendi alanlarında ün kazanmış isimlerle ilgili biralar da üretmek için kolları sıvamış. Ayrıca şirket şu anda sadece Meksika'da satışı yapılan ürün için D10S'u arayıp ürünü Arjantin pazarına da sokmak için fikir almış. Bi bira manyağı olarak Türkiye'de olsa da içsem diyorum. İmkansız bi olay. Belki günün birinde Güney Amerika'ya gidip yerinde içmek nasip olur...
Hafta Arası Futbol
7 Aralık Pazartesi
20:00 K.Erciyes-Altay / D Spor
21:45 Watford-QPR / Futbol Smart
8 Aralık Salı
21:45 Beşiktaş-CSKA Moskova / Star TV
21:45 Juventus-Bayern Münih / Futbol Smart & Lider TV
21:45 Marsilya-Real Madrid / Euro Futbol & Rustavi 2
9 Aralık Çarşamba
18:00 Al Ahly Dubai-Auckland City / NTV Spor (FİFA Kulüpler Dünya Kupası)
21:45 D.Kiev-Barcelona / Star TV & Lider TV
21:45 Stutgart-Unirea / Futbol Smart
21:45 Olympiakos-Arsenal / Euro Futbol
21:45 İnter-Rubin Kazan / Rustavi 2
Cuma gününe kadar olan süreçte herşey yalan, tek gerçek Beşiktaş'ın maçı. Zaman geçmiyor. Saldır Beşiktaş, saldır Wolfsburg...
UEFA 2009 Yılın Takımı
UEFA her sene yaptığı gibi bu sene de oyuncuları ve teknik adamları onurlandırmak için "yılın takımı" oylaması yapıyor. Ben de hemen oylarımı verdim ve ortaya şöyle bi kadro çıktı.
İngiltere ve İspanya odaklı bi kadro oldu. İtalya'dan kadroya girenler de kalede Julio Cesar ve sağ bek Maicon. Sol bekte 23 kardeşini doyurması adına Patrice Evra'ya şans verdim. Defansın göbeğinde de Puyol ve son 2 senede inanılmaz bi gelişme gösteren Nemanja Vidic var. Sağ açık Ronaldo, sol açıkta özel bi ilgim olan Andrei Arshavin var. Arshavin'in rakipleri Ribery, Giggs, Iniesta gibi isimlerdi ama hiç düşünmeden Arshavin'i aldım. Orta sahanın göbeğinde iki maestro; Xavi ve Gerrard. İleri ikili de biri usta ayak Messi, biri domuzcuk Rooney. Böylesi büyük ego'lu bi takıma anca Sir liderlik edebilirdi. Menajer koltuğunda da Sir Alex Ferguson oturuyor. Siz de oylarınızı buradan verebilirsiniz...
İngiltere ve İspanya odaklı bi kadro oldu. İtalya'dan kadroya girenler de kalede Julio Cesar ve sağ bek Maicon. Sol bekte 23 kardeşini doyurması adına Patrice Evra'ya şans verdim. Defansın göbeğinde de Puyol ve son 2 senede inanılmaz bi gelişme gösteren Nemanja Vidic var. Sağ açık Ronaldo, sol açıkta özel bi ilgim olan Andrei Arshavin var. Arshavin'in rakipleri Ribery, Giggs, Iniesta gibi isimlerdi ama hiç düşünmeden Arshavin'i aldım. Orta sahanın göbeğinde iki maestro; Xavi ve Gerrard. İleri ikili de biri usta ayak Messi, biri domuzcuk Rooney. Böylesi büyük ego'lu bi takıma anca Sir liderlik edebilirdi. Menajer koltuğunda da Sir Alex Ferguson oturuyor. Siz de oylarınızı buradan verebilirsiniz...
6 Aralık 2009 Pazar
Sporda 2. Ay
Bugün bi tatil günü olmasına rağmen spora başlamamın 2. ayı olması dolayısıyla önemli bi gün. Kilo konusunda sayılara önem veren biri değilim, insan vücudunu hangi kiloda fit hissediyorsa onun ideal kilosu odur bence. Dediğim gibi kilolara takılan bi insan olmadığımdan sadece sayısal verileri elde etmek adına ayda bi tartının üzerine çıkıyorum. Ve bugünkü verilerle spora başlamamın 2. ayı ve kaybedilen kilo miktarı 7. Bu kiloların direk göbek bölgesinden verilmesi de hem vücudu şekle soktu hem de dolapta arka planda kalan ve neredeyse güvelenecek olan kotlarımı, tişörtlerimi, sweatlerimi ortaya çıkarmamı sağladı.
Her hafta Pazartesi fix olarak yapılan halı saha maçı ve üstüne 4 / 5 gün gidilen ve ~ 1,5 saat spor. Sonuç giremediğim kotların götümden düşmeye başlaması, tişörtlerde göbek sorunsalının sona ermesi ve göğüs ile omuz bölgesinde farkedilebilecek gelişmeler. Yarın maçtan önce en azından gidip 1 saat kardio yaparım diye düşünüyorum. Yediklerime içtiklerime dikkat etme süreci devam ederken 2 ay içinde ilk defa Cuma günü spordan çıktıktan sonra tıka basa doyduğumu farkettim. Her ay 1 kere ya da en fazla 2 kere yaptığım Burger sefası bana geçtiğimiz Cuma inanılmaz bi huzur ve özlemini duyduğum tokluk hissini verdi. Tabi bunda Double Whopper menü artı olarak büyük seçim olmasının da etkisi yadsınamaz.
3. ay sonrası, doğum günümden bi gün önce 3 aylık salon üyeliğim bitiyor. Doğum günü hediyesi olarak bi 3 aylık daha salon masrafını aileye yıkmayı düşünüyorum. Durmak yok, erimeye devam...
Sporda 1. Ay
Spor Öncesi Cebelleşmeler
Her hafta Pazartesi fix olarak yapılan halı saha maçı ve üstüne 4 / 5 gün gidilen ve ~ 1,5 saat spor. Sonuç giremediğim kotların götümden düşmeye başlaması, tişörtlerde göbek sorunsalının sona ermesi ve göğüs ile omuz bölgesinde farkedilebilecek gelişmeler. Yarın maçtan önce en azından gidip 1 saat kardio yaparım diye düşünüyorum. Yediklerime içtiklerime dikkat etme süreci devam ederken 2 ay içinde ilk defa Cuma günü spordan çıktıktan sonra tıka basa doyduğumu farkettim. Her ay 1 kere ya da en fazla 2 kere yaptığım Burger sefası bana geçtiğimiz Cuma inanılmaz bi huzur ve özlemini duyduğum tokluk hissini verdi. Tabi bunda Double Whopper menü artı olarak büyük seçim olmasının da etkisi yadsınamaz.
3. ay sonrası, doğum günümden bi gün önce 3 aylık salon üyeliğim bitiyor. Doğum günü hediyesi olarak bi 3 aylık daha salon masrafını aileye yıkmayı düşünüyorum. Durmak yok, erimeye devam...
Sporda 1. Ay
Spor Öncesi Cebelleşmeler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)