Son 1 aydır spor dolayısıyla yememe içmeme dikkat ediyorum. Bu geceki geleneksel TD-Göztepe cephesi buluşmasında biraları mideye indirmemek için kendimi zor tuttum. 1 birayla geceyi savuşturup metroyla eve dönerken midemin kazındığını hissettim. Ve her İzmirli'nin gecenin bi yarısı can simidi olan boyoz'a sarıldım. Bira'dan kaçarken boyoz'a tutuldum. Bu kötü oldu. Pişman mıyım? Hayır. Yine olsa yine yer miyim? Kesinlikle evet. Bornova Migros köşesi Boyozcu Hüseyin Abi'yi İzmir boyoz aleminde Kıbrıs Şehitleri Caddesi sonundaki Dostlar Fırını'ndaki boyozlarla birlikte ilk sıraya koyarım.
Boyozcuğum, hayat sensin
Dünyam sensin, herşey sensin.
Gelecekse tüm kilolar,
Biz hazırız senden gelsin.
Bu sevdadan vazgeçersek
Allah belamızı versin...
Ooooo boyoz
Haydi bastır boyoz
Ölümüne boyoz
Boyoz gol, gol, gol
Boyoz gol, gol, gol...
24 Ekim 2009 Cumartesi
23 Ekim 2009 Cuma
Tv'de Hafta Sonu
23 Ekim Cuma
20:00 Trabzonspor-Kayserispor / Lig TV
21:30 Leverkusen-Dortmund / TRT 3
24 Ekim Cumartesi
13:30 Mersin İdman Yurdu-Kartalspor / D Spor
14:45 Wolves-Aston Villa / Spormax
16:00 Bursaspor-İstanbul BŞB / Lig TV
16:30 Bayern Münih-E.Frankfurt / TRT 3
17:00 Rangers-Hibernian / Futbol Smart
17:00 Tottenham-Stoke City / Spormax
19:00 Atletico Madrid-Mallorca / NTV Spor
19:30 Chelsea-Blackburn / Spormax
20:00 Eskişehirspor-Beşiktaş / Lig TV
20:00 Bordeaux-Le Mans veya Nice-Lyon / Kanal A
21:00 Sporting Gijon-Real Madrid / NTV
21:45 İnter-Catania / NTV Spor
22:00 Rennes-Montpellier / Kanal A
23:00 Sevilla-Espanyol / NTV Spor
25 Ekim Pazar
00:30 Atlético MG-Vitoria / Spormax
13:00 CSKA Moskova-FC Moskova / Spormax
13:30 Adanaspor-Altay / D Spor
14:30 Hamilton-Celtic / Futbol Smart
16:00 AZ Alkmaar-Ajax / Euro Futbol
16:00 Liverpool-Manchester United / Spormax
16:00 Siena-Juventus / NTV Spor
18:00 Auxerre-Lille veya Lens-Toulouse / Kanal A
18:15 West Ham-Arsenal / Spormax
18:35 Schalke 04-Hamburg / TRT 3
20:00 Fenerbahçe-Galatasaray / Lig TV
21:15 River Plate-Boca Juniors / NTV Spor
22:00 Marsilya-Paris Saint Germain / Kanal A
22:00 Barcelona-Real Zaragoza / NTV Spor
22:00 İnternacional-Gremio / Spormax
20:00 Trabzonspor-Kayserispor / Lig TV
21:30 Leverkusen-Dortmund / TRT 3
24 Ekim Cumartesi
13:30 Mersin İdman Yurdu-Kartalspor / D Spor
14:45 Wolves-Aston Villa / Spormax
16:00 Bursaspor-İstanbul BŞB / Lig TV
16:30 Bayern Münih-E.Frankfurt / TRT 3
17:00 Rangers-Hibernian / Futbol Smart
17:00 Tottenham-Stoke City / Spormax
19:00 Atletico Madrid-Mallorca / NTV Spor
19:30 Chelsea-Blackburn / Spormax
20:00 Eskişehirspor-Beşiktaş / Lig TV
20:00 Bordeaux-Le Mans veya Nice-Lyon / Kanal A
21:00 Sporting Gijon-Real Madrid / NTV
21:45 İnter-Catania / NTV Spor
22:00 Rennes-Montpellier / Kanal A
23:00 Sevilla-Espanyol / NTV Spor
25 Ekim Pazar
00:30 Atlético MG-Vitoria / Spormax
13:00 CSKA Moskova-FC Moskova / Spormax
13:30 Adanaspor-Altay / D Spor
14:30 Hamilton-Celtic / Futbol Smart
16:00 AZ Alkmaar-Ajax / Euro Futbol
16:00 Liverpool-Manchester United / Spormax
16:00 Siena-Juventus / NTV Spor
18:00 Auxerre-Lille veya Lens-Toulouse / Kanal A
18:15 West Ham-Arsenal / Spormax
18:35 Schalke 04-Hamburg / TRT 3
20:00 Fenerbahçe-Galatasaray / Lig TV
21:15 River Plate-Boca Juniors / NTV Spor
22:00 Marsilya-Paris Saint Germain / Kanal A
22:00 Barcelona-Real Zaragoza / NTV Spor
22:00 İnternacional-Gremio / Spormax
22 Ekim 2009 Perşembe
Windows 7 Whopper
Japonya'daki Burger King'lerde Windows 7'nin çıkması sebebiyle 1 hafta satışta kalacakmış. Hem Windows adına hem Burger King adına güzel bir pazarlama stratejisi. Türkiye'de olsa rejime falan bakmayıp bi tane indiririm mideye. Gün içerisinde ilk 30 müşteriye yaklaşık 12 Lira (777 yen), diğer müşterilere yaklaşık 23 Lira (1450 Yen) civarında bir ücretle satılacakmış. Yalnız şöyle sorunlar da olabilir; Türkiye'de bilişim sektörüne verilen değer ortada. Herşeyde bi korsan kovalama çabası -ki hiç tarzım değildir- BK'e gidip bu whopper'ı da korsan kovalayanlar, crack'ini arayanlar olabilir. Aman dikkat diyeyim.
Afiyet olsun efenim...
Afiyet olsun efenim...
Her Yol Roma'ya Çıkar
100. yılımızdaki harika kadromuzda defansta partneri Ronaldo ile birlikte sergilediği performansla şampiyonluğun gelmesinde önemli bi rol oynamıştı Carlos Antonio "Zago". Zago-Ronaldo ikilisinin takımdan ayrılmasından sonra defansın göbeğinden kimler gelip geçmedi ki... Tavuk karası Gordon Schildenfeld'ler, Lamine Diatta'lar, Çağdaş Atan'lar, Camdan değil candan adamlar...
Geçen seneki şampiyonluğumuzda Zapotocny-Sivok uyumu başladığında herkesin kafasında aynı soru vardı. "Acaba yeni Ronaldo-Zago ikilisini bulduk mu?" Ertuğrul Sağlam'ın takımdan gitmesi, Mustafa Denizli'nin gelmesi, Zapotocny'nin form düşüklüğü, Sivok'un orta sahada yer alması gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu uyum daha başlarındayken bitmişti. Öyle ya da böyle şampiyonluk geldi ve kadro CL için güçlendirilmeliydi. Yabancı sınırlaması takımların elini kolunu bağlarken bi de cam adam'ın Galatasaray'a gitmesi işin iyice tuzu biberi oldu. Mustafa Denizli bu transferden sonra "transfer planlarımız değişti" diyordu. Kim bilir, belki de sol açık ya da forvet almak gerekirken öncelikli mevkimiz defansın göbeği oldu. Ferrari ismi gündemden düşmüyordu ama gün geçtikçe de içinden çıkılmaz bir hal alıyordu ki, imzalar atıldı. Ferrari havaalanında elinde "Şampiyonluk bizim, kupa bizim" atkısıyla beliriverdi. Sezon başı ilk maçını Catania'ya karşı oynadığında herkesi mest etmişti. Ama geçen sene Zapotocny'den ağzı yanan bizler biraz da olsa temkinli yaklaşıyorduk artık. Ta ki düne kadar... Sezon başından bu yana harika oynayan Matteo Ferrari takımda Sivok ve Ernst ile birlikte yine ayakta kalan isimler oldular. Dzeko'yu resmen bitirdi. Hiç işi olmamasına rağmen Rüştü'nün boşa çıkmalarında kaleyi kapadı, beklerin fütursuzca oynadığı maçta kaçırdığı adamları marke etti, Sivok'tan sekenleri toparladı. Kusursuza yakın bi performans sergiledi ve 9 haftalık lig, Şampiyonlar Ligi maçları, hazırlık maçları derken taraftarın kalbinde önemli bi yer edindi. Oynadığı her maçtan sonra Galatasaray'a olan sempatim artıyor. Dün gece ya Gökhan Zan olsaydı..?
100. yılımızdaki kadroda takımın yapı taşını oluşturan "kare as"ımız vardı. Cordoba-Ronaldo-Zago-Guinti. Şimdi 3lü oturdu. Ligin içinde kalmayı başarırsak devre arasında yapılacak bi transferle bu seneki kare asımız da oturabilir. Sivok-Ferrari-Ernst-X. X'i bekliyoruz. Belki de şampiyonluğun anahtarı ondadır...
Geçen seneki şampiyonluğumuzda Zapotocny-Sivok uyumu başladığında herkesin kafasında aynı soru vardı. "Acaba yeni Ronaldo-Zago ikilisini bulduk mu?" Ertuğrul Sağlam'ın takımdan gitmesi, Mustafa Denizli'nin gelmesi, Zapotocny'nin form düşüklüğü, Sivok'un orta sahada yer alması gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu uyum daha başlarındayken bitmişti. Öyle ya da böyle şampiyonluk geldi ve kadro CL için güçlendirilmeliydi. Yabancı sınırlaması takımların elini kolunu bağlarken bi de cam adam'ın Galatasaray'a gitmesi işin iyice tuzu biberi oldu. Mustafa Denizli bu transferden sonra "transfer planlarımız değişti" diyordu. Kim bilir, belki de sol açık ya da forvet almak gerekirken öncelikli mevkimiz defansın göbeği oldu. Ferrari ismi gündemden düşmüyordu ama gün geçtikçe de içinden çıkılmaz bir hal alıyordu ki, imzalar atıldı. Ferrari havaalanında elinde "Şampiyonluk bizim, kupa bizim" atkısıyla beliriverdi. Sezon başı ilk maçını Catania'ya karşı oynadığında herkesi mest etmişti. Ama geçen sene Zapotocny'den ağzı yanan bizler biraz da olsa temkinli yaklaşıyorduk artık. Ta ki düne kadar... Sezon başından bu yana harika oynayan Matteo Ferrari takımda Sivok ve Ernst ile birlikte yine ayakta kalan isimler oldular. Dzeko'yu resmen bitirdi. Hiç işi olmamasına rağmen Rüştü'nün boşa çıkmalarında kaleyi kapadı, beklerin fütursuzca oynadığı maçta kaçırdığı adamları marke etti, Sivok'tan sekenleri toparladı. Kusursuza yakın bi performans sergiledi ve 9 haftalık lig, Şampiyonlar Ligi maçları, hazırlık maçları derken taraftarın kalbinde önemli bi yer edindi. Oynadığı her maçtan sonra Galatasaray'a olan sempatim artıyor. Dün gece ya Gökhan Zan olsaydı..?
100. yılımızdaki kadroda takımın yapı taşını oluşturan "kare as"ımız vardı. Cordoba-Ronaldo-Zago-Guinti. Şimdi 3lü oturdu. Ligin içinde kalmayı başarırsak devre arasında yapılacak bi transferle bu seneki kare asımız da oturabilir. Sivok-Ferrari-Ernst-X. X'i bekliyoruz. Belki de şampiyonluğun anahtarı ondadır...
21 Ekim 2009 Çarşamba
CL | Wolfsburg - Beşiktaş #2
Her maçın kendi içinde bi kahramanı olur ya bu maçın kahramanı da tartışmasız Matteo Ferrari'ydi. Dzeko'ya nefes aldırmadı, Sivok'tan sekenleri toparladı, İbrahimgillerin kademesine girdi...
Mustafa Denizli yine her zaman olduğu gibi bu maç öncesi de kadroları gösterdiğinde kalbime indiriyordu. Ölümüm bu adamın elinden olucak muhtemelen. İbrahim Kaş - İbrahim Üzülmez seçimleri tam bi fiyaskoydu. Ekrem'i orta sahada oynatması da öyle. Bizim sağ kanat maç boyunca yol geçen hanı oldu Ekrem - İbrahim Kaş sayesinde. İbrahim Kaş'ı stoper oynatmazsam hiç oynatmam. -ki mevcut stoperlerimiz maşallah sezon başından beri 100. yıl defans ikilisini aratmıyorlar. -İbrahim Kaş'ın mevcut durumda takımda işi yok. İbrahim Toraman maç temposunu yakalarsa bu seneki kötü Ekrem'in de takımda işi yok. İbrahim Üzülmez'e ise artık başka bişey demiyorum. Sn. Mustafa Denizli İsmail Köybaşı'nı da A2 takımı ile yapılan hazırlık maçlarında tecrübelendirirsiniz. Maç boyunca iki takım da zaman zaman rakibine üstünlük kurdu. Golü atanın alacağı bi maçtı, Beşiktaş'ın bu konuda beceriksizliğini biliyoruz bir de üstüne Ferrari - Sivok ikilisi mükemmel oynayınca Wolfsburg'un etkili ayaklarından da gol gelmedi...
Deplasmanda alınan 1 puan her zaman için iyidir. Yine de Grafite'nin atılması sonucu bi tane kıstırsaydık hoş olurdu. 3 Kasım'daki rövanşta Grafite yok, yerine muhtemelen Martins oynayacaktır. Dzeko'yu yine Ferrari - Sivok ikilisi sündürür ama koşuculuk yerine yanlış spor seçen Martins'i durdurmak için İsmail Köybaşı ve Ekrem Dağ ya da İbrahim Toraman ikilisine ihtiyacımız olacak. 3 Kasım'daki maçta kazanırsak kendi göbeğimizi kendimiz kesecek konuma gelebiliriz. Mutlak surette 3 puan gereken bir maç ve bugünkü oyun ümit verici. Sadece son toplarda biraz dikkat...
Beşiktaşımızı gruptaki ilk puanı ve iyi oyunu için, teknik direktörümüz Mustafa Denizli'yi de Şampiyonlar Ligi kariyerindeki ilk puanı için kutluyorum...
Mustafa Denizli yine her zaman olduğu gibi bu maç öncesi de kadroları gösterdiğinde kalbime indiriyordu. Ölümüm bu adamın elinden olucak muhtemelen. İbrahim Kaş - İbrahim Üzülmez seçimleri tam bi fiyaskoydu. Ekrem'i orta sahada oynatması da öyle. Bizim sağ kanat maç boyunca yol geçen hanı oldu Ekrem - İbrahim Kaş sayesinde. İbrahim Kaş'ı stoper oynatmazsam hiç oynatmam. -ki mevcut stoperlerimiz maşallah sezon başından beri 100. yıl defans ikilisini aratmıyorlar. -İbrahim Kaş'ın mevcut durumda takımda işi yok. İbrahim Toraman maç temposunu yakalarsa bu seneki kötü Ekrem'in de takımda işi yok. İbrahim Üzülmez'e ise artık başka bişey demiyorum. Sn. Mustafa Denizli İsmail Köybaşı'nı da A2 takımı ile yapılan hazırlık maçlarında tecrübelendirirsiniz. Maç boyunca iki takım da zaman zaman rakibine üstünlük kurdu. Golü atanın alacağı bi maçtı, Beşiktaş'ın bu konuda beceriksizliğini biliyoruz bir de üstüne Ferrari - Sivok ikilisi mükemmel oynayınca Wolfsburg'un etkili ayaklarından da gol gelmedi...
Deplasmanda alınan 1 puan her zaman için iyidir. Yine de Grafite'nin atılması sonucu bi tane kıstırsaydık hoş olurdu. 3 Kasım'daki rövanşta Grafite yok, yerine muhtemelen Martins oynayacaktır. Dzeko'yu yine Ferrari - Sivok ikilisi sündürür ama koşuculuk yerine yanlış spor seçen Martins'i durdurmak için İsmail Köybaşı ve Ekrem Dağ ya da İbrahim Toraman ikilisine ihtiyacımız olacak. 3 Kasım'daki maçta kazanırsak kendi göbeğimizi kendimiz kesecek konuma gelebiliriz. Mutlak surette 3 puan gereken bir maç ve bugünkü oyun ümit verici. Sadece son toplarda biraz dikkat...
Beşiktaşımızı gruptaki ilk puanı ve iyi oyunu için, teknik direktörümüz Mustafa Denizli'yi de Şampiyonlar Ligi kariyerindeki ilk puanı için kutluyorum...
CL | Wolfsburg - Beşiktaş
Şampiyonlar Ligi kaderimizin en önemli maçına çıkıyoruz. Bol tavşanlı, filli kadroyla çıkarsak 3-4 farklı yenilgi kaçınılmaz. Ve 1,5 yıllık süreçte en önemli maçlara şapkadan çıkan hayvanlarla hazırlandık. Herkesin kafasındaki kadroyla çıkarsak, Mustafa Denizli normal insanlar gibi düşünüp en az 7-8 kişide hemfikir olabilirse beraberlik, futbol şansı da yanımızda olursa galibiyetle dönebiliriz. Alınacak 1 puan 3.lük şansımızı devam ettirir, 3 puan alırsak ilk 2'ye oynamaya devam edebiliriz. Zira İnönü'de daha iki maçımız var. Düşünmek bile istemiyorum ama 3te 0 yaparsak sonraki maçlarda alabileceğimiz maksimum puanı alıp ülke puanına katkı sağlamaktan başka bi misyonumuz olabileceğini sanmıyorum.
Wolfsburg hücum gücü oldukça etkili bi takım. Misimovic, Grafite, Dzeko ve Martins gibi isimlerle gol yollarında etkili oluyorlar. Orta sahada kaptan Josué ve Karim Ziani, defansta da Andrea Barzagli oldukça etkililer. Burada önemli bi tavşan kuralımız var. Fink ve Ernst orta göbekte mutlaka yanyana oynamalılar. Bu maç orta sahada İbrahim Toraman'ı, Ekrem'i, Uğur'u, Serdar Özkan'ı ya da Tello'yu kaldırabilecek bi maç değil. Sivok 2 sezondur olan Sivok profilinden uzak bi maç oynamalı, ilk 15-20 dakikada göreceği bi sarı kart maçta başımızı çok ağrıtabilir. Ferrari-Sivok ikilisine çok güveniyorum. (böyle dedim ya göbekte Ferrari-İbrahim Kaş oynar, Sivok'da orta sahaya geçer) Holosko'nun yokluğunda sağ kanatta Serdar Özkan başlamalı. Bunu diyeceğimi, isteyeceğimi hiç sanmıyordum ama Serdar Özkan bu seneye gerçekten etkili başladı. Tabi Mustafa Denizli burada da çomağı sokup Serdar'ı her maçın 55-60. dakikasında oyundan aldı. Solda fazla bir alternatifimiz yok. Bu sene yokları oynayan Tello'yu oynatıp dua'lara sığınacağız. İleride de büyük bi hengame var. Yine şapka tavşanı kategorisinden bu maç Nobre'yle başlayabilir. Nobre'de gelip maçı defansif orta saha mevkisinde geçirir. Nihat maçı tek forvet tamamlar. Solda da tanıdığım Mustafa Denizli, İbrahim Üzülmez'i oynatmak gibi bi şaka yapacaktır.
Maç içinde olaylar eğrisi doğrusuna denk gelirse işimize yarayacak bi sonuçla dönmemiz gayet olası. Yeter ki amatörce hatalar yapmayalım ve şans bu kez bizim yanımızda olsun. İşte bu da benim tavşansız kadrom ;
------------------- Hakan Arıkan --------------------
Ekrem Dağ --- Ferrari ------- Sivok --- İsmail Köybaşı
Serdar Özkan --- Ernst -------- Fink ------- Tello
-------------------- Nihat --------------------------
--------------------------- Bobo --------------------
19 Ekim 2009 Pazartesi
Afrika 2010 Dünya Kupası - Avrupa Playoff Maçları
Afrika 2010 Dünya Kupası için Avrupa'dan gidecek 13'ün takımın 9'u belli olmuş (Danimarka, İsviçre, Slovakya, Almanya, İspanya, İngiltere, Sırbistan, İtalya, Hollanda) 4'ü de play-off maçları sonucu belli olacaktı. Bugün play-off kuraları çekildi.
Portekiz-Bosna Hersek
İrlanda Cumhuriyeti-Fransa
Rusya-Slovenya
Yunanistan-Ukrayna
Hemen tahminlerimizi yapalım. Portekiz evinde rahat galip gelip Bosna'dan da beraberlikle dönüp Afrika'ya gitmeye hak kazanır. Fransa 2 maçta da galip gelerek turlar. Rusya kendini kasmadan geçer gider. Son olarak da Yunanistan etkili ve tecrübeli ayaklarıyla sonuca gidebilir ama Nikopolidis faktörü bu eşleşmenin kaderini belli eder.
Portekiz - Fransa - Rusya - Yunanistan diyorum...
Portekiz-Bosna Hersek
İrlanda Cumhuriyeti-Fransa
Rusya-Slovenya
Yunanistan-Ukrayna
Hemen tahminlerimizi yapalım. Portekiz evinde rahat galip gelip Bosna'dan da beraberlikle dönüp Afrika'ya gitmeye hak kazanır. Fransa 2 maçta da galip gelerek turlar. Rusya kendini kasmadan geçer gider. Son olarak da Yunanistan etkili ve tecrübeli ayaklarıyla sonuca gidebilir ama Nikopolidis faktörü bu eşleşmenin kaderini belli eder.
Portekiz - Fransa - Rusya - Yunanistan diyorum...
Turqs
18 Ekim 2009 Pazar
Nefes
(2059x2953)
Aslında ne diyeceğimi, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Fragmanlarından ne kadar kaliteli bir yapım olduğu belliydi ancak bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Filmin başından sonuna kadar boğazımda bi yumruyla izledim filmi, çoğu zaman da o yumru gözyaşı olarak aktı gitti. Bu harika film sinemada mutlaka izlenir, dvd'si çıktığı an alınıp arşivin en baş köşesine konur.
Allah şehitlerimizin toprağını bol etsin, mekanını cennet eylesin. Amin.
" Nefes... İlki ile sonuncusu arasına ömür denir "
http://www.nefesfilm.com
Aslında ne diyeceğimi, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Fragmanlarından ne kadar kaliteli bir yapım olduğu belliydi ancak bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Filmin başından sonuna kadar boğazımda bi yumruyla izledim filmi, çoğu zaman da o yumru gözyaşı olarak aktı gitti. Bu harika film sinemada mutlaka izlenir, dvd'si çıktığı an alınıp arşivin en baş köşesine konur.
Allah şehitlerimizin toprağını bol etsin, mekanını cennet eylesin. Amin.
" Nefes... İlki ile sonuncusu arasına ömür denir "
http://www.nefesfilm.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)