29 Aralık 2009 Salı

Vakitsizlik

Takip ettiğim bloglarda blogger'ların ortak şikayeti vakitsizlikti. Ben de ulen böyle bişey nasıl olur diyordum. Oluyormuş. Bu hafta 2 ödev, 1 sunum ve 1 proje teslimi var. Arkadaşlardan da yardım alıyorum, sağolsunlar yardımcı oluyorlar. Tabi haliyle kendi başıma halletmem gereken şeyler de oluyor. Bir de şimdi kedi olayı çıktı. Boş bi anım oldu mu onunla geçiriyorum. Halı saha ve spor aktiviteleri devam ediyor. Geri kalan ufacık zamanımda da bloglar, güncel olaylar derken saat 1 oluyor. Bu da böyle bi dert yanma yazısı olsun. Tabir-i caizse 24 saat yetmez oldu. Daha fazlasını istiyorum...

26 Aralık 2009 Cumartesi

Scottish Fold

Dibim düşüyordu kedi, kedi diye. Dün gece saat 23.00 sularında eve adımını attı ve hemen alıştı diyebilirim. Sabahın 8.30'unda gittim kumunu, mamasını, tarağını, oyuncağını zartını zurtunu aldım. Hayvan sevgisi çok güzel bişey ya, bunu çocuklukta sahibi olduğum terrier cinsi köpekten sonra tekrar anladım.





25 Aralık 2009 Cuma

Diane Heidkrueger

Dünya dışı güzellikler serisi vol. 5



24 Aralık 2009 Perşembe

WHC - Ajax

Şurada Tottenham maçında adamlara kızmıştım 4'ten 5'ten sonra niye durmuyorsunuz, o da 3 puan bu da 3 puan diye. Yoksa ben mi çok duygusal düşünüyorum bilmiyorum ama Ajax dün işi iyice abarttı. Hem de bi kupa maçında. Hem de 30. dakikada deplasmanda 5-0'ı yakaladıktan sonra. 1-14'lük skor genelde Liechtenstein, San Marino gibi takımların büyük ülkelerle yaptığı U-21, U-19 maçlarında falan gözüken skorlar. Suarez hat-trick'i abartıp double penetration yapmış. Bir CM efsanesi Kennedy Bakırcıoğlu'ndan da 2 gol gelmiş. Maçın golleri ;

23 Aralık 2009 Çarşamba

FIFA 2009 Yılın Takımı

Dünya çapında 50000 futbolcunun oylarıyla belirlenen yılın takımını FIFA Profesyonel Futbolcular Birliği (FIFPro) açıkladı. Buna göre;

Kalede; Iker Casillas (Real Madrid)

Defansta; Daniel Alves (Barcelona), Patrice Evra (Manchester United), John Terry (Chelsea), Nemanja Vidic (Manchester United)

Orta Sahada; Steven Gerrard (Liverpool), Xavi Hernandez (Barcelona), Andres Iniesta (Barcelona)

Forvette; Lionel Messi (Barcelona), Cristiano Ronaldo (Real Madrid), Fernando Torres (Liverpool)

La Liga'dan 6, Premier League'den 5 oyuncunun bulunup Seria A'dan veya Bundesliga'dan oyuncu bulunmaması garip geldi. Bu sonuç İngiltere ve İspanya liglerinin gerek oyuncu kalitesi olarak, gerek futbol kalitesi olarak ne kadar yukarıda olduğunu ve makasın ne kadar açıldığını gösteriyor. Kim bilir belki de orta vadede FIFA, NBA'deki "salary cap" tarzı bi sistem getirmek zorunda kalabilir...

ZTK | Manisaspor - Beşiktaş #2

Hem takım için hem Korcan için kötü bi geceydi. Mustafa Denizli de ligin kritik haftalarından birinde olduğunu falan zannedip gençlere şans vermeyince maç hiç çekilmez oldu. Kalemizde 4 tane gol gördük, 2 tanesi sayıldı. Devre arası tam zamanına denk geldi. Ernst 3 maçtır bas bas bağırıyor canım çıktı diye. O'nun için de takımın sakat oyuncularının düzelip sağlıklı bi şekilde geri gelmesi için de, Nihat'ın bahanesi olan sezon başı kampını revize edebilecek devre arası kampını yapabilmesi için de iyi olacak bu ara. Devre arasında takım 22 kişiye düşürülecek. Bunların arasından bi tanesi de yabancı olacak. Favorim Tabata, plasesi Tello. Ama Mustafa Denizli Ersnt'i ya da Ferrari'yi gönderirse gram şaşırmam.

Bu maç Beşiktaş için özel bi maçtı. Son yıllarda üzerimize kabus gibi çöken Y1D1 virüsünün Beşiktaş'ın başında başkanlık sıfatıyla son maçıydı. Allah yeni gelecek yönetime sabır versin. Şu ekonomik göstergelerde işleri çok zor...

22 Aralık 2009 Salı

ZTK | Manisaspor - Beşiktaş

Son şampiyon bugün 20.30'da ligde kötü bi oyunla berabere kaldığı Manisaspor karşısına çıkıyor. Takımımız Manisa'ya oldukça eksik bi kadroyla gitti. Hakan Arıkan, Rüştü, Rıdvan, Ferrari, İbrahim Kaş, Delgado, Holosko, Batuhan kadroda yoklar. Kalede genç Korcan oynayacak, yedeği 5. kalecimiz Rasim Mutlu olacak. Bu maçta da Tabata oynamazsa artık gitti gözüyle bakılabilir, ha oynarsa da bundan önceki maçlarda niye oynamadığı şiddetli bi biçimde sorgulanmalıdır. Nihat yine kanser etmeye, Tello bütün kornerleri ön direğe kesmeye devam edecektir. Zevkli bi maç olacağını düşünmüyorum, ama Beşiktaş sonuçta. İzleyeceğiz. Tüm futbolcuların aklı tatildedir, bunun için de hiç birini suçlayamam. Bu maçla ilgili tek isteğim genç isimler forma şansı bulsun. Demirören'in de Beşiktaş'ın başında son maçı olsun.

Allah Allah Allah Allah saldır Beşiktaş
Seçimlere az kaldı, saldır Beşiktaş...

21 Aralık 2009 Pazartesi

Hafta Arası Futbol

22 Aralık Salı
17:30 Antalyaspor-Eskişehirspor / TRT 1 (Ziraat Türkiye Kupası)
20:30 Manisaspor-Beşiktaş / TRT 1 (Ziraat Türkiye Kupası)
21:30 Catalunya-Arjantin / NTV Spor
22:00 Lens-Saint Etienne / Kanal A

23 Aralık Çarşamba
13:30 Giresunspor-Bursaspor / TRT 1 (Ziraat Türkiye Kupası)
18:30 Fenerbahçe-Altay / TRT 1 (Ziraat Türkiye Kupası)
21:30 Galatasaray-Trabzonspor / TRT 1 (Ziraat Türkiye Kupası)
22:00 Toulouse-Bordeaux / Kanal A

Son Türkiye Kupası sahibi Beşiktaş sahaya iniyor...

Brittany Murphy

Kendisini 8 Mile'da Eminem'in yavuklusu olarak tanımıştık. 32 yaşındaydı kendisi ve dün kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Şu filmler de öksüz kaldı;

Poor Things (2010) (in production) (rumored)
Shrinking Charlotte (2010) (pre-production) .... Charlotte
The Expendables (2010) (post-production) .... Amy
Something Wicked (2010) (post-production) .... Susan
Abandoned (2009) (post-production) .... Mary

Allah rahmet eylesin diyorum.

19 Aralık 2009 Cumartesi

Twitter'da Büyük Kapışma

Bursaspor maçının siniriyle bilgisayar başına geçtim. Maksat amaç biraz kafayı dağıtmak. TD, Facebook, Maraton falan derken sıra twitter'a geldi. Bi baktım Ersin Düzen'le Mehmet Demirkol kapışıyor. Şöyle eski mesajlara da göz atayım dedim. Ersin Düzen, Ferrari'ye laf atanlar vardı. Gördüler mi Ferrari yokken neler olduğunu yazdı. (Mehmet Demirkol sezon başından beri anlamsızca Ferrari'yi eleştiriyor) Mehmet Demirkol da Ersin Düzen'e cevap verdi. Bu arada Mehmet Demirkol hayatımda gördüğüm en saçma analizle Ferrari'ye bi fiyat çıkardı ki evlere şenlik. Yatmadan önce son bombası da Ertuğrul Sağlam'ın Mustafa Denizli'den daha iyi olduğunu iddia etmesiydi heralde. Sonuç olarak şu anda Mehmet Demirkol pısmış bi şekilde yatağına doğru yol alıyor. Kim bilir belki de gözyaşları sel olup akacak. Ersin Düzen'i seviyordum, şimdi daha bi fazla seviyorum...

ersinduzen
birileri ferrari'ye sallıyordu sürekli....çıktı oyundan ne oldu ?

mdemirkol
@ersinduzen oyundayken ne oldu?

ersinduzen
@mdemirkol oyundayken 2-1 oldu....
mdemirkol
@ersinduzen yapma ersinim açık alanda dokuluyor. sercan gol kralı olacaktı bir maçta. kötü demiyorum . o kadar iyi değil diyorum.

ersinduzen
@mdemirkol açık alanda hızlı rakibi karşısında dökülmeyecek defans oyuncusu dünyada bir elin parmaklarını geçmez....

ersinduzen
@mdemirkol o halde agüero karşısında yerlerde sürünen puyol'un barcelonada işi yok...
mdemirkol
@ersinduzen :) agüero=sercan?
mdemirkol
@ersinduzen bi de Zapo'yu napıcaz? o mu iyiydi Ferrari mi?
mdemirkol
@ersinduzen ayrıca ferrari'nin beşiktaş'ta işi yok diyen kimse duymadım. toplam bedeli 20 milyon euro. eder mi? soru bu!
ersinduzen
@mdemirkol bonservisi 4.5 , yıllık ücreti 2.5 ...3 yıllık maliyeti 12 mil. bonservisine 8 verilen tabatanın yanında ferrari bedavadır...

mdemirkol
@ersinduzen zapo'yla gordo'nun maliyetlerini de ekleyeceksin ona!
mdemirkol
@ersinduzen sercan'ın 46'da kaçırdığı pozisyonda ergiç'e asisti de yapan ferrari yere düşen de
mdemirkol
@ersinduzen bunu gökhan yapsa bitmişti. nasılsa yabancı oyuncu yapınca sorun yok.
mdemirkol
neyse! kar yağıyor. ben yumuşadım. ferrari'ye helal olsun her şey:)

ersinduzen
@mdemirkol gidenlerin maliyetini gelenlere eklemek benim bildiğim takasta olur...g.zan'ı açık alanda analiz için sadece derbiler yeter...
mdemirkol
@ersinduzen ersincim gitmediler. hala paralarını ödüyor bjk.

ersinduzen
@mdemirkol bjk parasını ödese dahi faturayı ferrari'ye kesmek neden ? ferrari'nin maliyeti 12 mil eurodur.helalı hoştur :)
mdemirkol
@ersinduzen yahu fatura kesmiyorum. abartmayın diyorum. ferrariye ne tabii! adam işini yapıyor. helali hoş olsun.

ersinduzen
@mdemirkol claude bakadal vardı bir ara d.bakırspor'da...fenerbahçe maçında servet'i hatırlar mısın ?
ersinduzen
@mdemirkol servet'e kötü futbolcu diyebilir miyiz şimdi ? o halde gençlerbirliği maçında kendi kalesine gol atan ferrari niye kötü ?
mdemirkol
@ersinduzen yahu kötü demiyorum ersin allah allah. abartıldığı kadar değil diyorum. kafaya çıkmıyor adam. hüseyine vurdurdu. net poziyon.
mdemirkol
@ersinduzen ergiç'e asist yaptı
mdemirkol
@ersinduzen geçen hafta kalabane'ye de vurduran. çıkmayan o.
mdemirkol
@ersinduzen bunlar mükemmel olmadığını gösterir. kötü olduğunu değil.
ersinduzen
@mdemirkol ferrari'ye ülkede kimse terry ,ferdinand , puyol da demedi. ya da ben duymadım görmedim...
ersinduzen
@mdemirkol neden hep yenilen goller , verilen pozisyonlarda sadece savunma zaafları önplana çıkar ?neden kalabane süper çaktı kafayı denmez?
ersinduzen
@mdemirkol bu sezon chelsea ligde 14 gol yedi. 11 golü set halinde yediler. çoğun yan top. hadi terry mükemmel değil diyelim...
mdemirkol
ersin bırak terry'i filan. beşiktaş 3 haftadır açık oynuyor savunma yol geçen hanı
mdemirkol
ondan önce 2 ön stoperli gömülü oynuyodu. o zaman ferrari değil zapo olsa yine az yerdi.
mdemirkol
ayrıca ilk golü yedi mi olmuyor işte.
mdemirkol
ve son olarak ertuğrul sağlam - bugün kazandığı için değil - denizli'den daha iyi.
mdemirkol
çöünkğ hırsı hedefi var. hoca çeşmeye gitmek istiyor. mesele bu!
mdemirkol
bu arada kim oldukları belli, millet beşiktaş'ın parasını iç ediyor hayal satarak.
mdemirkol
neyse bu konuda anlaşamayacağız. konuyu ve twitter'ı kapatıryor saygılar sunuyorum mdemirkol
bu arada ben servet bilica tipi savunmacıları sever takdir ederim.

mdemirkol
yeniden iyi geceler. keyifli bir tartışma oldu.
ersinduzen
üç büyüklerin sular seller gibi harcadığı paraların karşısında olduğum kadar bunu tek oyuncu üzerinden konuşmaya da karşıyım...
ersinduzen
ferrari'nin sercan karşısındaki yere düştüğü poziyon kadar zapo'nun 2 metre yanında adam olmamasını da konuşmak lazım derim....
ersinduzen
ya da milyonlarca euroyu banka hesabında görünce yüreği pırpır atan futbolcunun sahaya yüreğini koymadığını da eklemek gerek...
ersinduzen
bu ülkede ne yazık ki başarı ya da başarısızlıkta söze ilk cebe giren parayla başlanıyor...
ersinduzen
çünkü ülkede parası olanı sadece adam yerine koyuyorlar...2 kelimeyi bir araya getiremeyen ama altında son model otosu olan adamdır...

18 Aralık 2009 Cuma

Beşiktaş - Bursaspor #2

İlk yarıyı izleyemedim. Geldim duşumu aldım, geçtim maçın karşısına Nobre 16. haftadaki ilk golünü attı. Sevinç daha yeni bitmişti ki Zapotoncy, İbrahim Toraman'ı düşürdü. Bobo ligdeki 6. golünü attı. 8 dakikada 2 gol bi anda bizi öne fırlattı. Rüştü sakatlandıktan sonra kaleye geçen Korcan iyi kurtarışlar yaptı. Hakem iki taraf adına da kötüydü. Bizim ilk golümüzde düdüğü çalmaya yüreği yetmedi. Herşey güzel gidiyorken sezon başından beri tek kelimeyle harika oynayan Ferrari sakatlanınca hadi iyi giden herşeye çomak soktuğum gibi bu maça da çomak sokayım dedi. Sakatlanan Ferrari'nin yerine oyuna Yusuf'u soktu. O andan itibaren benim için maç bitti aslında. Çünkü o dakikadan itibaren kafamda Mustafa Denizli'nin ne yapmaya çalıştığını algılamaya çalıştım. Ertuğrul Sağlam da Beşiktaş'ta hiç bi zaman başaramadığı bişeyi başarıp oyuna harika bi müdahalede bulundu. Sercan çıkıp Ömer Erdoğan girdi. Ömer ileri geçti, top ileri şişirildi, Ömer oyuna girme görevini yerine getirip topu indirdi Ergic çok iyi vurdu. O sırada kim bilir Yusuf neler yapıyordu. O sırada kim bilir Mustafa Denizli neler yapıyordu. Yine bi karambolde yine Ferrari'nin olması gereken bölgeden yerine Yusuf girdiği için sezon başında bizden kiralık giden Zapotocny uzak köşeye kafayla topu bıraktı. O sırada kim bilir Yusuf neler yapıyordu. O sırada kim bilir Mustafa Denizli neler yapıyordu.

Maçı Ertuğrul Sağlam, Mustafa Denizli'nin ağzını burnunu dağıtarak döve döve aldı. Mustafa Denizli mi? "Netçede bunlar doğal skorlar" diye açıklama vermek için soyunma odasının yolunu tutuyordu. Yazık. Elimizdeki bi maç böyle verilemez. Bu arada ilk golümüzde hakem düdük çalmadan oyuna başladığımız için kural hatası olduğu konuşuluyor. Umarım yönetim böyle salakça bi başvuruyu yapmaz. Eğer yaparlarsa da umarım bu yönetim sıfatıyla son başvuruları olur. Önümüzde benim için olsa da olur olmasa da olur maçı olan Türkiye Kupası Manisaspor deplasmanı var. O maçta da 8,5 milyon euroluk Tabata kenarda oturur. O maçta da Tello sağ açık oynar, o maçta da Nihat takımı baltalamaya devam eder, o maçta da Nobre defansif santrafor olarak görev alır. Neyse, Ocak 2010 seçimlerine az kaldı. Defol git artık. Seni de paranı da sportif başarını da istemiyoruz...

Beşiktaş - Bursaspor

(Deniz Eyyamspor)

Gerek uyuşukluğumdan gerekse maçın ilk yarısını ve gelişmelere göre tamamını izleyemeyecek olmamdan dolayı maç öncesi yazısı yazmak bu kadar gecikti. Bu maç 3. kez maç fazlasıyla da olsa liderlik şansı ayağımıza geliyor. Karşımızda da hemen hemen bizimle aynı sıkıntıları yaşayan, kapanan takımları açmakta zorlanan bi Bursaspor var. Bobo son idmana çıktı ve büyük ihtimalle oynayacak ve kendisine yine çok fazla iş düşecek. Ernst ve Fink'in dişlerini biraz daha sıkıp en azından devre arası öncesi son bi eforla oyuna yön vermelerini beklemekten başka şansımız yok. Geçen hafta Manisaspor deplasmanında bitikleri oynamışlardı. Defans hattımızın solunda umarım yine İsmail Köybaşı olur. Defansın göbeğine ise zaten denilecek bişey yok. Maşallah deyip geçelim. Solda yine Tello olacaktır. Sağda Nihat mı yoksa Galatasaray'a gitmesi gündemde olan Serdar Özkan mı? Tavşan stili devreye girip daha büyük absürdlükler de görebiliriz, bakalım hayırlısı. Bu maç Beşiktaş'ı yönetimsel bazda dip noktaya ulaştıran Y1D1 virüsünün başkan olarak Beşiktaş'ın başında son lig maçı olacaktır. Ümit ediyoruz, istiyoruz. Şu maçtan alıncak 3 puandan daha fazla ihtiyacımız var bu virüsten kurtulmaya. Az kaldı. Hani denir ya yarım sıfır olsun bizim olsun diye. Aynen öyle bi maç. Volkan Şen'e, Sercan'a, Battalla'ya dikkat, Nihat'ın da her topun başına geçmesine, Tello'nun kornerlerde topu bi türlü ön direkten geçirememesine, İbrahim Kaş'ın taç kullanamamasına ve Mustafa Denizli'nin tavşanlarına dikkat...

Saldır Beşikaşım oooollllleeeeeyyy... Yeeetteeeerrr, Yıldırım Demirören yeeettteeeeerrrr...

UEFA Avrupa Ligi 3. Tur

Atletico Madrid - Galatasaray eşleşmesi en az Rüştü kadar kötü bi kaleci olan Leo Franco'yu tekrardan Vicente Calderón'a döndürüyor. Çekebileceği zor kuralardan birini çekti Galatasaray. Takım yapıları genel olarak uyuşan iki takım, hücumda oldukça etkililer ama defansları da en az hücumları kadar zayıf. Bol gollü maçlar bizi bekliyor olabilir. Galatasaray, Atletico Madrid'i geçerse Everton - Sporting maçının galibiyle çeyrek final mücadelesi verecek. Bu kuradan da Everton'ın çıkacağını düşünüyorum.

Fenerbahçe yine klasik olarak kura çekiminde kendini sonlara bıraktı ve taraftarına özellikle Liverpool çekildikten sonra derin bi oh çektirdi. Rakip şu anda Fransa'nın en çok gol atan takımı. (17 maç 30 gol) Takımın orta sahasında Mavuba ve Hazard gibi iki etkili isim bulunuyor. İleri uç ise tam kelimeyle bomba. Gervinho, Pierre Alain Frau, Robert Vittek, Peirre Aubameyang gibi isimler var. Frau - Gervinho ikilisi genelde ilk 11 başlıyor. Bilica ve Volkan yüzünden Fenerbahçe'nin çok canı yanabilir. Fenerbahçe bu turu geçerse rakibi ise Liverpool - Unirea Urziceni maçının galibi olacak. Bu eşleşmeden büyük ihtimal Liverpool gelecek.

İlginç bi durum var. İngiltere'nin iki düşman kardeşi Everton ve Liverpool, Türkiye'nin iki düşman kardeşine karşı çeyrek final mücadelesi verme şansına sahip eğer önlerindeki engelleri geçerlerse. Bu sene final maçı Hamburg'un HSH Nordbank Arena stadında oynanacak... Bakalım takımlar 3. turda nasıl bi performans göstericek. İlgiyle bekliyorum...

Şampiyonlar Ligi 2. Tur

Çok ama çok güzel maçlar bizi bekliyor. Hem kalite olarak üst düzey maçlar olacak hem de bazı oyuncular, teknik adamlar için özel anlamlar taşıyan maçlar olacak.

Stuttgart-Barcelona
Olympiacos-Bordeaux
Inter-Chelsea
Bayern Munich-Fiorentina
CSKA Moscow-Sevilla
Olympique Lyon-Real Madrid
Porto-Arsenal
Milan-Manchester United

Mourinho - Chelsea
Karim Benzema - Olympique Lyon eşleşmesinde Stade Gerland'a geri dönecek.
Aynı şekilde David Beckham, kendisini Beckham yapan takıma karşı Old Trafford'da Milan formasıyla ter dökecek.
Luca Toni de Bayern Munich formasıyla Artemio Franchi'ye uzun bi aradan sonra geri dönüş yapıp eski takımı Fiorentina'ya karşı çeyrek final savaşı verecek. Umarım Star TV maç seçimlerini iyi yapar da gözlerimiz bayram eder. D-Smart desteğiyle Euro Futbol ve Futbolsmart'ın da maçları vereceğini hatırlatıp tahminlerimizle yazıyı noktalayalım.

Barcelona
Olympiacos
Inter
Bayern Munich
Sevilla
Real Madrid
Arsenall
Manchester United

Tv'de Hafta Sonu


18 Aralık Cuma

13:00 UEFA Şampiyonlar Ligi Kura Çekimi / Eurosport
14:00 UEFA Avrupa Ligi Kura Çekimi / Eurosport
20:00 Beşiktaş-Bursaspor / Lig TV
21:30 Schalke 04-Mainz / TRT 3

19 Aralık Cumartesi
13:30 Kayserispor-Antalyaspor / Lig TV
13:30 Konyaspor-Altay / D Spor
14:45 Portsmouth-Liverpool / Spormax
16:30 Bayern Münih-Hertha Berlin / TRT 3
17:00 Fulham-Man United / Spormax
17:00 Rangers-Motherwell / Futbol Smart
18:00 Barcelona-Estudiantes/NTV Spor
19:20 Nottingham F.-Preston / Futbol Smart
19:30 Stuttgart-Hoffenheim / TRT 3
19:30 Arsenal-Hull City / Spormax
20:00 Bordeaux-Lorient / Kanal A
20:00 Galatasaray-Gençlerbirliği / Lig TV
21:45 Fiorentina-Milan / NTV Spor
22:00 Saint Etienne-Marseille / Kanal A
23:00 Real Madrid-Zaragoza / NTV

20 Aralık Pazar
13:30 K.Erciyesspor-Bucaspor / D Spor
14:30 Hearts-Celtic / Euro Futbol
15:30 Wolves-Burnley / Spormax
15:30 Ultrecht-Twente / Futbol Smart
16:00 Juventus-Catania / NTV Spor
17:30 Roda-PSV / Futbol Smart
18:00 West Ham-Chelsea / Spormax
18:00 Lille-Le Mans / Kanal A
18:30 Köln-Nuremberg / TRT 3
20:00 Trabzonspor-Fenerbahçe / Lig TV
21:45 İnter-Lazio / NTV Spor
22:00 Monaco-Lyon / Kanal A
22:00 Deportivo-Valencia / NTV
22:15 Benfica-Porto / Futbol Smart

21 Aralık Pazartesi
20:00 Karabükspor-Adanaspor / D Spor
22:00 Wigan-Bolton / Spormax

Bugün galip gelelim, maç fazlasıyla da olsa liderlik koltuğuna oturalım. Rahat rahat, gerine gerine bi haftasonu keyfi yapalım...

17 Aralık 2009 Perşembe

Charissa Thompson

Dünya dışı güzellikler serisi vol. 4




Cheetos Sweetos

Tansaş'larda ufak paketler halinde satılıyor. 4'üncü yiyişim falan. Her seferinde tadı damağımda kalıyor. Sanırım daha deneme aşamasındalar, ufak paketlerde satılıyor. Buradan yetkililere sesleniyorum, denedik, beğendik. Artık şunun jumbo boyunu yapın. Süpermarketlerde denk gelirseniz mutlaka deneyin, 50 kuruş bişey zaten.

Afiyet olsun...

Avrupa Defteri Kapandı

UEFA bugün açıkladığı karar neticesinde Wolfsburg maçından önce UEFA'nın yasakladığı ilaçlar listesinde bulunan Sudafed içerek maça çıkan Sergei Ignashevich ve Aleksei Berezutsky'ye 1 maç oynamama cezası ve CSKA Moskova klubüne de 25,000 Euro para cezası verdi. Zaten bu iki futbolcu Beşiktaş maçında oynamadıkları için cezalarını çekmiş sayıldılar. CSKA Moskova'nın bi sonraki Avrupa maçında görev verilmesi durumunda takımlarındaki yerlerini alabilecekler. Verilen ceza çok ama çok hafif geldi. Hele biraz da duygusal yaklaşarak CSKA'nın Avrupa'dan ihracını isteyen Türkiye cephesi için bu karar resmen hayal kırıklığı yarattı. Umarım bu cezaların standartını kaçırmaz UEFA. Bu verilen kararla birlikte 2009-2010 için 2 hedefimiz kaldı. Geçen sene duble yaptığımız Türkiye Kupası ve Lig. Allah oyuncularımızın yanında olsun, Mustafa Denizli'nin tavşanlarından korusun. Amin.

16 Aralık 2009 Çarşamba

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası

2010 yazında Türkiye'de düzenlenecek olan Şampiyona'nın kuraları dün çekildi. Buna göre;

A Grubu (Kayseri): Arjantin - Sırbistan - Avustralya - Almanya - Angola - Ürdün
B Grubu (İstanbul): ABD - Slovenya - Brezilya - Hırvatistan - İran - Tunus
C Grubu (Ankara): Yunanistan - Türkiye - Porto Riko - Rusya - Çin - Fildişi Sahilleri
D Grubu (İzmir): İspanya - Fransa - Kanada - Litvanya - Yeni Zelanda - Lübnan

İzmir'deki maçlara gerek görevli gerekse de izleyici olarak katılmak istiyorum. Bakalım hangisi nasip olacak. Dünya üzerinde en nefret ettiğim basketbolcu Pau Gasol'un da İzmir sınırlarına ayak basacak olması kaderin bi cilvesi olsa gerek. İspanya, Fransa, Litvanya gibi üç önemli ülkeyi ağırlayacağız İzmir olarak. Ben yine de A Grubu'nun İzmir'de yapılmasını tercih ederdim. Yunanistan'la son turnuvalarda olduğu gibi bu turnuvada da eşleşmiş olmamız çok ironik. Yunanistan'ı da şahsen İzmir'e isterdim. Keyifli dakikalar olabilirdi.

Gelelim bizim grubumuza. İlk torbadan zaten Arjantin, İspanya, Yunanistan gibi ekol ülkelerden biri gelecekti. Yunanistan oldu. 3. torbadan zor bi takım çektik diyebiliriz. Guard rotasyonu güçlü (Arroyo, JJ Barea, Ayuso) bi Porto Riko başımızı ağrıtabilir. Rusya'da Kirilenko turnuvaya katılacağını açıkladı. Rusya'nın 2007 finalinde evsahibi İspanya'ya karşı finalde galip gelerek şampiyon olduğunu hatırlatalım. Formda bi Rusya can sıkabilir. Çin ve Fildişi Sahilleri ise grupta 5. ve 6. sıra için adaylarım. Bu gruptan Tanjevic'e rağmen öyle ya da böyle çıkarız. Önemli olan kaçıncı sırada çıkacağımız. D Grubu'yla çapraz eşleşip 1-4 / 2-3 olarak eşleşeceğiz. İspanya ve Litvanya'dan yırtarsak o turu da taraftarımızın desteğiyle geçeriz. Madalyaya giden yol Tanjevic'in kafasındaki tilkilerden geçiyor. Yıllarca bizi 2010'da madalya bahanesiyle uyuttular. Bakalım bu turnuvada neler yapacağız...

Son olarak fikstürümüz;

28 Ağustos Cumartesi / Fildişi Sahili - Türkiye
29 Ağustos Pazar / Türkiye - Rusya
31 Ağustos Salı / Yunanistan - Türkiye
1 Eylül Çarşamba / Türkiye - Porto Riko
2 Eylül Perşembe / Türkiye - Çin

ve şampiyona maskotumuz;

Dana Etli Noodle

Çin mutfağını sevdiğimi bilenler bilir. Size son keşfim dana etli noodle yapımını anlatmak istiyorum.

Kipa/Tansaş tarzı yerlerde makarna reyonunda kenarda köşede bulunan noodle alınır. Su tencerede kaynatılır, tuz koyulmamasına özen gösterilir. Noodle'lar yapışmasın diye suya az biraz yağ damlatılır. Su kaynadıktan sonra noodle'lar içine atılıp 3 dakika haşlanılır. Haşlanan noodle'lar süzülüp bi köşeye konur. Daha önce marketten aldığımız dana etleri ince ince doğranıp, 1 su bardağı kızgın yağın içine atılıp çiğliği gidinceye kadar kavrulur. Etler kavrulduktan sonra kevgire konulup yağı süzülür. Ayrı bi yerde jülyen usulü doğradığımız havuç, kırmızı biber, yeşil biber, lahana, soya filizi 3 kaşık yağ ile birlikte wok'un içinde sotelenir. İçine, haşladığımız noodle'lar ve dana etleri koyulup 5 kaşık soya sosusyla birlikte karıştırılır. 1 dakika karıştırıldıktan sonra servis edilir.

Kullanılan Malzemeler;

1 paket noodle
350 gr dana eti (sinirsiz)
2'şer tane kırmızı biber ve yeşil biber
1 tane büyük havuç
1 komposto kasesi kadar lahane
1 demet soya filizi
1 bardak mısırözü yağı
5 kaşık soya sosu

Afiyet olsun...

15 Aralık 2009 Salı

Hafta Arası Futbol


15 Aralık Salı

18:00 Pohang-Estudiantes / NTV Spor (FİFA Dünya Kulüpler Kupası Yarı Final)
22:00 Man United-Wolves / Spormax

16 Aralık Çarşamba
18:00 Atlante-Barcelona / NTV Spor (FİFA Dünya Kulüpler Kupası Yarı Final)
20:00 Montpellier-Bordeaux / Kanal A
20:00 Basel-Fulham / Futbol Smart
20:00 S.Graz-Galatasaray / Euro Futbol & Star TV
21:45 Chelsea-Portsmouth / Spormax
21:45 Burnley-Arsenal / Spormax
21:45 Liverpool-Wigan / Spormax
21:45 Tottenham-Man City / Spormax
22:00 Paris Saint Germain-Lens / Kanal A
22:05 S.Prag-Kopenhag / Futbol Smart

17 Aralık Perşembe
22:05 Fenerbahçe-Sheriff / Euro Futbol

Dexter

Böyle bi dizi böyle bi sezon finali olamaz. 3 Ekim 2010'a kadar beklemek nedir ulan! Ayıp sizin yaptığınız be. Dizi biteli 1 saat falan oldu hâla avel avel ekrana bakıyorum. Amerikalı senaristlere saygı duymamak elde değil. Adamlar yapıyor kardeşim. Sonra diyorlar Türk dizisi niye izlemiyorsun, neyini izleyeyim? At, avrat, silah üçgeninde dönen basmakalıp diziler. Neyse, daha fazla yazamayacağım. Sizi Dexter'ın -adını bilmediğim ve bulamadığım- fragmanımsı görüntüsüyle başbaşa bırakıyorum...



edit : Buldum rahatladım. Doğru kelime jenerik olacak...

14 Aralık 2009 Pazartesi

Manisaspor - Beşiktaş #2

Maç öncesi herşey çok güzeldi. Önce Bornova Metro'da Şairler Parkı'ndan Ege ile buluşma, ardından Ekşi Beşiktaş'tan Eser Gökulu'nun bizi gelip alması ve arabayla biraz da bilet kalmaz korkusuyla erkenden yola koyulmamız. İzmir'den çıkmadan önce üzerimizdeki kalın şeylerin etkisiyle terlememiz Manisa yolculuğu öncesi bizi ümitlendirdi. Ama Manisa'ya varınca işin öyle olmadığını anladık. Saat 3 gibi şehre vardığımızda hava 8 dereceydi ama hafiften esen rüzgarın geceyi mafedeceği belli olmuştu. Önce o soğukta şehir merkezine 15-20 dakika yürüyüp Manisa kebaplarını mideye indirdik. Restaurant'ın ortasındaki lavabo ise hepimizi dehşete düşürdü :) Kebaplardan sonra spor niyetine bi 15-20 dakikalık daha yürüyüş ve stad önü. Yavaştan kalabalıklaşan atmosfer ve içimizi ısıtmak için derme çatma bi büfeden plastik bardaklar içinde alınan çaya 1'er lira veriş. Gözlerimiz Sir Winston Tea House tabelasını aramadı değil. Saatler 5 buçuk civarını gösterdiğinde biz arabaya geçmiş kaloriferde ısınmaya çalışıyorduk, hava kararmıştı bile.

Saat 6 gibi Antalya'dan ve İstanbul'dan gelenler oldu. Ege onlarla tanıştırdı, biletler alındı. Hoşbeş muhabbet, gırgır şamata derken kapılarda itiş kakış başladı. Yanımızda bayanların da olmasıyla stada erken girelim dedik, iyi ki de öyle yapmışız. Maçı TV'den izleyen arkadaşlardan aldığımız habere göre stad turnikeleri patlamış, ayılanlar, bayılanlar, ezilenler olmuş. Turnikelerde bu hengameler yaşanırken biz de bağırarak kendimizi ısıtmaya çalışıyorduk. Maçın başlamasına 10-15 dk kala stad skorboard'unda sıcaklık 6 dereceydi. Oyuncular ısındı, soyunma odasına gitti. Bizim tribün beklemediğimiz kadar doldu. Sahada İsmail'i, Bobo'yu, Ernst'i, Ferrari'yi, Sivok'u görüp mutlu olduk. Düdük çaldı, 3'lü girdi. Ardından tribün sustu. Biz, son yılların en kötü tribün performansı diye düşünürken gelen mesajlarda tribünün gayet iyi olduğu söyleniyordu. Biz de anlam veremedik. Oyun olarak sahada hiç bişey yoktu. Bobo İbrahimovic'vari bi gol attı. Neden Bobo, Bobo diye yıllardır götümü yırttığıma hak verdirircesine güzel bi goldü. Ardından hemen gelen Manisaspor golü, hem gol orucumuzu bozdu hem de oyun planını alt üst etti. Ondan sonrası Mustafa Denizli'nin 70 dakika maçı aynen bizim yaptığımız gibi ellerini bağlayıp izlemesi, Tabata'yı, Serdar Özkan'ı kenarda unutması, Nihat'ın abuk şutları, Fink'in, Ekrem'in, İsmail'in, Tello'nun, İbrahim Toraman'ın, Rüştü'nün ve hatta Ernst'in kötü oyunuyla geçti. Takımda ayakta kalan iki isim Ferrari ve Sivok oldu. Onlar da son dakikalarda oyundan düştüler. Dondurucu soğukta bizi hiç de tatmin etmeyen bi oyunla ve bu oyunun skora yansımasıyla beraberlikle döndük.

Maç bitişi Manisasporlular çıktıktan 1 saat sonra çıkabildik. Arabaya doğru yürürken tüm eklemlerimiz ve ayak altlarımız ağrıyordu. Arabaya bindik, İzmir yerine İstanbul tarafına döndük. Hatayı anlayıp doğru yola girdik. Sıfır ışıklı bi yolda 40'la 50'yle kıyıdan köşeden, arabanın verdiği sıcaklıkla yayıla yayıla geldik. Bu güzel deplasman için Ekşi Beşiktaş'tan Eser Gökulu'ya ve Şairler Parkı'ndan Ege'ye teşekkürlerimi sunuyorum...

13 Aralık 2009 Pazar

Manisaspor - Beşiktaş

Bugün Manisa'dayız. Ekşi Beşiktaş tayfasından Eser Gökulu ve Şairler Parkı yazarlarından Ege ile umarım güzel bi seyahat olur ve İzmir'e dönüp eve girdiğimizde "değdi be" diyebiliriz. (Beşiktaş'ımızdan galibiyet beklentimizin yanı sıra dün geceden beri büyük bi hevesle Manisa sınırları içinde yiyeceğimiz kebapları da düşünmüyor değiliz.) Cuma ve Cumartesi iki rakibimiz de yenilgiden geri dönüp hanelerine 3 puan yazdırmayı başardılar. Biz Beşiktaşlılar olarak kalplerimiz o kadar sağlam değil. Maçın başında ve devrenin sonunda atalım 1'er gol, tribünde makaramıza bakalım.

En son Manisaspor ile Manisa'da oynadığımızda 2007'nin yine bi soğuk kış günüydü. 1-0 geriye düştüğümüz maçta Bobo'nun bulduğu iki golle galibiyete uzanmıştık. O sene Manisaspor küme düştü. 2 Sezon sonra tekrar Manisa'dayız. O zamanki Manisaspor'dan çok şey değişti. Öncelikle arkalarını dayadıkları Vestel sponsorluğunu kaybettiler. 2. ligde bellerini doğrultup tekrar geldiler. 2007'deki kadroda Mustafa Denizli'nin prensi -ve itiraf edeyim geldiğimde benim de inanılmaz sevindiğim- Uğur İnceman kaptandı, Holosko'nun Beşiktaş'a transfer söylentileri vardı ve oyundan erken çıktığı için teknik direktörüyle tartışmıştı. O günden günümüze iyi ki de Holosko gibi bi oyuncuya sahibiz diyebiliyorum ama Uğur için aynı şeyleri söyleyemiyorum. Holosko hergün üstüne koyarken, Uğur hergün geriye gidiyor.

10 gün sonra tekrar Manisa'da olacağız bu sefer Türkiye Kupası maçı için. O'nun telafisi var, rakiplerimizin kazandığı haftada bu lig maçının telafisi yok. Artık bi gelenek haline gelen isteğimi sayın Mustafa Denizli'ye tekrar iletiyorum. Az tavşanlı bi kadro olsun, oyuncularımız abuk mevkilerde abuk görevlerle oynamak zorunda bırakılmasın. Yiyeceğimiz kebaplar güzel olsun, hava buz gibi olmasın. 3 puanı alıp oyuncularımız hayırlısıyla İstanbul'a biz de güzel İzmir'imize dönelim... Son olarak;

Saldır Beşiktaşım ooollleeeeeeyyyy...

11 Aralık 2009 Cuma

Transfer Gündemi

Devre arası transfer dönemi yaklaştıkça tranfer söylentileri de artıyor. Son söylentilerden biri devre arasında veya sezon sonunda Beşiktaş - Galatasaray arasında oyuncu alışverişi olacağı yönünde. Ben de bu alışverişte gidebilecekler isimleri analiz etmek istedim. Buyrun ;

Öncelikle şu anda 10 tane yabancımız var. Sezon sonunda yabancı transferi yapmak için en az 3 tane yabancı göndermek lazım. (Schildenfeld olayını kaçırdım o da varsa 11 oluyor)

Bi kere Sivok, Ferrari, Ernst üçlüsünü Beşiktaş'ın başında Adnan Polat olsa bile Galatasaray alamaz. Ronaldinho'yu falan getirir ama bu saydığım isimleri alamaz.

Fink (Devre arası olmasa da sezon sonu gönderilebilir, öyle büyük bi tepki olmaz. Olsa da olur olmasa da olur bi oyuncu benim için.)

Holosko (Takımın para edebilecek en önemli isimlerinden biri ve sakatlığında yokluğunu çok arıyoruz.)

Tabata (Rıza hoca devre arasında derdimize derman olabilir.)

Delgado (Hiç bi takımın Delgado'yu para verip alacağını düşünmüyorum, bizim de acilen kurtulmamız lazım. Şu anda Delgado'yu aramamızın tek sebebi keçi ve Abdurrahman Çelebi olayıdır.)

Tello (Gerek devre arası gerek sezon sonu kesinlikle gönderilmesi gereken isimlerden. Ama Galatasaray onu almak gibi bi saçmalık yapmaz heralde.)

Bobo (Kim ne dersin Beşiktaş yönetimi Bobo sorununu eline yüzüne bulaştırmıştır. -neyi doğru yapıyorlar ki- Böyle bi adamı bulup getiriyorsun (Zago sağolsun) güzel de bi kontrat imzalıyorsun ama kontratının son senesinde krizi berbat yönetiyorsun. Adamın sezon sonu kontratı bitiyor. Herhangi bi Avrupa klubü veya Galatasaray adamla sezon sonu için bedavaya anlaşıp, kardeşim biz bu adamla anlaştık şimdi alalım 1-2 milyon euro'da sizin önünüze atarız. Hem siz kazanırsınız hem biz kazanırız diyebilir. Bu hareketi yapan hangi takımın yönetimi olursa olsun ayağa kalkıp alkışlamak gerekir...)

İbrahim Toraman (Beşiktaş'ı gerçekten en az bi İlhan Mansız kadar sevdiğini düşünüyorum. Gitmez heralde)

Serdar Özkan (Mustafa Denizli'nin prensi. Beşiktaş'taki Aydın Yılmaz vakası. Buyursun dilediği yere gitsin)

Batuhan (Aman ha diyorum. sakın yapmasın Beşiktaş yönetimi böyle bi hata :? )

Bir de Galatasaray cephesinen bize gelme olayı olabilecek oyuncuları değerlendirelim. Arda'yı kategori dışı bırakıyorum. Şu Galatasaray'dan isteyeceğim tek adam Harry Kewell'dır. Bir futbolcu da olması gereken herşey var ve futbolun seyir zevkini yükseltiyor. Fink gönderilirse de plase olarak Mehmet Topal'ı isteyebilirim. Bu sayede yazının başında belirttiğim yabancı kontenjanına -1 hane daha yazabiliriz.

Bakalım transfer sezonu neler gösterecek...

Tv'de Hafta Sonu

11 Aralık Cuma
20.00 Antalyaspor – Galatasaray (Lig TV)
21.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (TRT 3)

12 Aralık Cumartesi
14.45 Stoke City – Wigan (Spormax)
17.00 Chelsea – Everton (Spormax)
19.30 Manchester United – Aston Villa (Spormax)
19.30 Werder Bremen – Schalke 04 (TRT 3)
20:00 Marseille – Boulogne (Kanal A)
20.00 Fenerbahçe – Ankaragücü (Lig TV)
21.00 Barcelona – Espanyol (Ntvspor)
22.00 Lorient – Auxerre (Kanal A)
23.00 Valencia – Real Madrid (Ntv)

13 Aralık Pazar

13.30 İstanbul Belediye – Kayserispor (Lig TV)
16.00 Denizlispor – Trabzonspor (Lig TV)
16.00 Milan – Palermo (Ntvspor)
18.00 Liverpool – Arsenal (Spormax)
18:00 PSG – Saint Etienne (Kanal A)
20.00 Manisaspor – Beşiktaş (Lig TV)
22.00 Lyon – Bordeaux (Kanal A)

10 Aralık 2009 Perşembe

Sinan Bolat

Tarihler 16 Mayıs 2009'u gösterirken Belçika Ligi'nde son haftaya Anderlecht ve Standard Liege 74'er puanlar girer, ligi aynı puanda bitirirlerse şampiyonu belirlemek için 2 maçlık bi playoff oynanacaktır. Anderlecht, Genk'i deplasmanda 2-0 yener. Standard Liege de Gent deplasmanında 1-0 öndedir. Dakikalar 92'yi gösterirken şu anda Milan'da forma giyen Amerikan Onyewu rakibini indirir ve Gent penaltı kullanmaya hak kazanır. Bryan Ruiz topun başına geçtiğinde karşısında Sinan Bolat vardır...



Pozisyon anında Liege taraftarının görüntüsü...



Sinan, Liege taraftarının gönlünde taht kurmuştu. Dün yaptığı şeylerle de şehrin girişine heykelinin dikilmesini sonuna kadar hakettiğini gösterdi. Dakika 90+5. Liege, AZ Alkmaar ile karşılaşıyor ve deplasmanda 1-0 önde. Bu skor AZ Alkmaar'ı Avrupa Ligi'ne taşırken Standard Liege'in de sonuncu olup kendi ligine geri dönmesi anlamına geliyor. Geçen sene kahramanlaşan Sinan da ileride. Belki de ligimizde çoğu forvet oyuncusunun vuramayacağı bi ustalıkla topu köşeye yolluyor. Liege 1-1'lik beraberliği yakalayıp AZ Alkmaar'ı anasının ligine yolluyor. Kendi de 3. olup Avrupa Ligi'ne gitmeye hak kazanıyor. Rüştü'leri, Volkan'ları gördükten sonra böyle bi kalecimiz olduğu için çok şanslıyız. Umarım artık Sinan, Milli Takım bazında da hakettiği ilgiyi görür ve Türk futboluna yardımcı olur... Bravo Sinan...

8 Aralık 2009 Salı

CL | Beşiktaş - CSKA #2

Bu sezonluk Avrupa maceramız buraya kadarmış. Daha önce Şampiyonlar Ligi'ne 4 kez katılmış ve sırasıyla 6-4-7-6 puan almıştık. Fakir avuntusu olarak bakılabilir ama zaten yenseydik de Manchester United'ın o kadrosunun Almanya'da 3-1 galip gelmesiyle Avrupa defterini yine de kapatmış olacaktık ve bu daha can yakıcı olacaktı.

Maç öncesi kadroları gördüğümde hücum organizasyonlarımızın yine Allah'a emanet olduğunu düşündüm ve zaten öyle de oldu. 12. dakikada Tello ile çok net bi pozisyon bulduk, Tello kaçırdı. Atsaydı farklı olur muydu? Hiç sanmıyorum. İbrahim Toraman maç boyunca Dzagoev'le adam adama oynadı. Tıpkı Fenerbahçe maçında Fink'in Alex'e yapışması gibi. Ama derbide biz hücumdayken Fink de katılıyordu zira ilk golümüz böyle gelmişti. Bugün İbrahim Toraman'ın öyle bi özgürlüğü yoktu. İbrahim kardeşlerden Üzülmez ve Kaş'da kötü olunca kanat aksiyonlarımız sıfıra indi. Bobo yine bi Avrupa maçında yalnızları oynadı. Tello gerçekten çok kötüydü. Ne şut çekebildi, ne orta yapabildi ne de defansa katkıda bulundu. Bermuda şeytan üçgenini yine beğendim. Sivok-Ferrari-Ernst üçlüsü yine çok iyiye yakın bi performansla oynadılar. Nihat girdikten sonra olumlu işler yapmaya çalıştı. Mustafa hocanın tavşanlarının son Avrupa maçımızda sahneye çıkmasıyla Şampiyonlar Ligi tarihimizde ilk kez içerideki 3 maçımızı da kaybettik. Fink'i çıkarmasıyla gelen ıslıklar ve Fink klübeye doğru yürürken Michael Fink adına tezahürat yapılması günün güzel ve anlamlı anlarından biriydi. Bu kadar formsuz bi hücum gücüyle buralara gelmek de başarı sayılabilir. Formda bi Nihat, sakat olmayan bi Delgado ve Holosko ile herşey çok farklı olabilirdi.

Şimdi gözümüz kulağımız 17 Aralık'ta UEFA'nın CSKA ile ilgili vereceği kararda. Dün takım İstanbul'a gelmeden Antalya'da kamp yaptığı yerden çıkarken herkese bi test daha yapılmış. Eğer bi kişiden daha doping içeren madde çıkarsa UEFA'nın CSKA'yı ihraç edeceğini düşünüyorum. Yok, başka kimseden çıkmazsa Sergei Ignashevich ve Alexei Berezutskiy büyük bi ceza alabilir. Bakalım ilerleyen günler neler göstericek. Hafta sonunda Manisa deplasmanına gidiyoruz. Bilet sıkıntısını aşabilirsem ben de stadda olacağım. Ligde kaldığın yerden devam Beşiktaş. Herşey için teşekkürler çocuklar...

CL | Beşiktaş - CSKA

Hastalığım dolayısıyla çok fazla yazabilecek durumda değilim. Zaten çok da yorum gerektiren bi maç olmayacak. Şampiyonlar Ligi 2. tur şansımız malesef yok. Avrupa'da yola UEFA'da devam etmek için almamız gereken skor ise mutlak galibiyet. Ya 1-0 ya da 2 farklı galibiyet. Yetiyor mu? Hayır yetmiyor. Wolfsburg'un Almanya'da Manchester United'dan mutlaka puan alması gerekiyor. Manchester United'ın defansında Rio Ferdinand, Nemanja Vidic, Wes Brown, Gary Neville, Rafael, Fabio, John O'Shea ve Jonny Evans sakatlık veya hastalık nedeniyle kadroda yok. Alex Ferguson'un defansın göbeğinde Carrick ve Fletcher'a görev vermesi bekleniyor. Wayne Rooney, Berbatov ve Giggs ise Almanya'ya götürülmedi. Almanya cephesinde bütün haberler istediğimiz gibi gidiyor. İstanbul'a döndüğümüzde de bugün alınan bi haber Beşiktaş'a maç dışında da bi umut kapısı oldu. İngiltere'deki Manchester United-CSKA karşılaşmasından sonra doping kontrolü yapılan Alexei Berezutsky ve Sergei Ignashevich'te dopinge rastlandı. UEFA net kararını 17 Aralık'ta verecek ancak UEFA'nın CSKA'yı ihraç edip seneye de Avrupa kupalarını girmesini engellemesi bekleniyor. Tüm bu yaşanan gelişmeler konstantrasyonumuzu bozmadan gün içinde gelen güzel haberlerle birlikte biz CSKA'yı 1-0 veya 2 farkla yenelim, Wolfsburg'da tarihinin en eksik kadrosuyla Almanya'ya giden Manchester United'ı yensin, hayat bayram olsun. Avrupa'da bahar aylarını görelim. Şu ana kadar hep "Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık" cümlesiyle büyüdük, bugün tarihi değiştirmenin zamanı. Haydi Beşiktaş, haydi Wolfsburg...

Saldır Beşiktaşım oooolleeeeeeeyyyy...

7 Aralık 2009 Pazartesi

Maradó

Meksikalı bi bira şirketi Diego Maradona'dan esinlenerek "10 Maradó" diye bi bira imal etmiş. Cerveceria Revolucion adında Guadalajara'da kurulu olan şirket spor başta olmak üzere kendi alanlarında ün kazanmış isimlerle ilgili biralar da üretmek için kolları sıvamış. Ayrıca şirket şu anda sadece Meksika'da satışı yapılan ürün için D10S'u arayıp ürünü Arjantin pazarına da sokmak için fikir almış. Bi bira manyağı olarak Türkiye'de olsa da içsem diyorum. İmkansız bi olay. Belki günün birinde Güney Amerika'ya gidip yerinde içmek nasip olur...

Hafta Arası Futbol


7 Aralık Pazartesi
20:00 K.Erciyes-Altay / D Spor
21:45 Watford-QPR / Futbol Smart

8 Aralık Salı

21:45 Beşiktaş-CSKA Moskova / Star TV
21:45 Juventus-Bayern Münih / Futbol Smart & Lider TV
21:45 Marsilya-Real Madrid / Euro Futbol & Rustavi 2

9 Aralık Çarşamba
18:00 Al Ahly Dubai-Auckland City / NTV Spor (FİFA Kulüpler Dünya Kupası)
21:45 D.Kiev-Barcelona / Star TV & Lider TV
21:45 Stutgart-Unirea / Futbol Smart
21:45 Olympiakos-Arsenal / Euro Futbol
21:45 İnter-Rubin Kazan / Rustavi 2

Cuma gününe kadar olan süreçte herşey yalan, tek gerçek Beşiktaş'ın maçı. Zaman geçmiyor. Saldır Beşiktaş, saldır Wolfsburg...

UEFA 2009 Yılın Takımı

UEFA her sene yaptığı gibi bu sene de oyuncuları ve teknik adamları onurlandırmak için "yılın takımı" oylaması yapıyor. Ben de hemen oylarımı verdim ve ortaya şöyle bi kadro çıktı.

İngiltere ve İspanya odaklı bi kadro oldu. İtalya'dan kadroya girenler de kalede Julio Cesar ve sağ bek Maicon. Sol bekte 23 kardeşini doyurması adına Patrice Evra'ya şans verdim. Defansın göbeğinde de Puyol ve son 2 senede inanılmaz bi gelişme gösteren Nemanja Vidic var. Sağ açık Ronaldo, sol açıkta özel bi ilgim olan Andrei Arshavin var. Arshavin'in rakipleri Ribery, Giggs, Iniesta gibi isimlerdi ama hiç düşünmeden Arshavin'i aldım. Orta sahanın göbeğinde iki maestro; Xavi ve Gerrard. İleri ikili de biri usta ayak Messi, biri domuzcuk Rooney. Böylesi büyük ego'lu bi takıma anca Sir liderlik edebilirdi. Menajer koltuğunda da Sir Alex Ferguson oturuyor. Siz de oylarınızı buradan verebilirsiniz...

6 Aralık 2009 Pazar

Julie Benz

Dünya dışı güzellikler serisi vol. 3




Sporda 2. Ay

Bugün bi tatil günü olmasına rağmen spora başlamamın 2. ayı olması dolayısıyla önemli bi gün. Kilo konusunda sayılara önem veren biri değilim, insan vücudunu hangi kiloda fit hissediyorsa onun ideal kilosu odur bence. Dediğim gibi kilolara takılan bi insan olmadığımdan sadece sayısal verileri elde etmek adına ayda bi tartının üzerine çıkıyorum. Ve bugünkü verilerle spora başlamamın 2. ayı ve kaybedilen kilo miktarı 7. Bu kiloların direk göbek bölgesinden verilmesi de hem vücudu şekle soktu hem de dolapta arka planda kalan ve neredeyse güvelenecek olan kotlarımı, tişörtlerimi, sweatlerimi ortaya çıkarmamı sağladı.

Her hafta Pazartesi fix olarak yapılan halı saha maçı ve üstüne 4 / 5 gün gidilen ve ~ 1,5 saat spor. Sonuç giremediğim kotların götümden düşmeye başlaması, tişörtlerde göbek sorunsalının sona ermesi ve göğüs ile omuz bölgesinde farkedilebilecek gelişmeler. Yarın maçtan önce en azından gidip 1 saat kardio yaparım diye düşünüyorum. Yediklerime içtiklerime dikkat etme süreci devam ederken 2 ay içinde ilk defa Cuma günü spordan çıktıktan sonra tıka basa doyduğumu farkettim. Her ay 1 kere ya da en fazla 2 kere yaptığım Burger sefası bana geçtiğimiz Cuma inanılmaz bi huzur ve özlemini duyduğum tokluk hissini verdi. Tabi bunda Double Whopper menü artı olarak büyük seçim olmasının da etkisi yadsınamaz.

3. ay sonrası, doğum günümden bi gün önce 3 aylık salon üyeliğim bitiyor. Doğum günü hediyesi olarak bi 3 aylık daha salon masrafını aileye yıkmayı düşünüyorum. Durmak yok, erimeye devam...

Sporda 1. Ay

Spor Öncesi Cebelleşmeler