29 Nisan 2010 Perşembe

Jose Mourinho

Başlıkta iki yarı finalist takımın adını ya da bir başka şeyi kullanmamamın sebebi "special one"dır. İtalya'da "istediğim zaman gol atarım"ı, İspanya'da "ben izin vermeden gol atamazsınız"ı oynadı. Ve sonunda kazanan o oldu. Busquets oyunu çirkinleştirip Motta'nın atılmasını sağlamasaydı Inter yine vatan millet Milano oynar mıydı orasını herhalde Jose Mourinho'dan başkası bilemez ancak Busquets'in bu rolüne karşılık 90+1'de gelen ve çoğu kişiye göre el olmasa da bence el olan pozisyonda Barcelonalıların canının yanmasına sevindim. İspanya'da Barcelona'yı desteklememe rağmen sadece Mourinho için Inter'i desteklediğimi ve futbolun benim için 1 numarasının elinde Şampiyonlar Ligi kupasının kalkmasının güzel olacağını söylemiştim.

Guardiola çaresizce saldırdı, Mourinho inanılmaz bir şekilde kalesini savundu. Eto'o sol bek, Milito sağ bek oynadı. Valdes maçı Inter yarı sahasında bitirdi. Pique, Türkiye'de benim diyen forvetin atamayağı şıklıkta bir gol attı. 90+1de 1 gol daha geldi hakem Frank De Bleeckere iptal etti. Mourinho, Camp Nou'u çıldırttı. Inter'e 1972'den sonra ilk kupa 1 finalini getirdi. Barcelona'nın ezeli rakibinin evinde yapılacak finale çıkma umutlarını bitirdi. Barcelonalılar yenilgiyi hazmedememenin sadece Türklere özgü bir davranış olmadığını gösterdi. Inter taraftarı ilk maçtaki harika koreografinin ödülünü aldı. Mourinho, Inter'in genlerinde catenaccio'nun izlerinin kaybolmadığını ispatladı. Şimdi tek bir cevap kaldı; Mourinho, Sir Bobby Robson sonrası yaranamadığı Van Gaal'e de sürprizini yapabilecek mi?

Son olarak; hâla Bizit Yayıncılıktan çıkan Jose Mourinho : Başarının Anatomisi kitabını okumayan varsa okusun ve futbolun 1 numarasına olan saygının sebebini anlasın. Büyüksün Jose!

Hiç yorum yok: