Öncelikle şunu söyleyeyim. Ekrem'in yukarıdaki gol sevincini çok yakışıksız buldum. Hiç gerek olmayan bişeydi topu çizgiden içeri sokmadan böyle bi sevince. Karşındaki kaleci her ne kadar rakibin olsa da meslekdaşın. Kimseyi rencide etmeye hakkı yok bi Beşiktaşlı oyuncunun. O forma üzerindeyse yaptığı hareketlere dikkat edecek. O formanın içindekiler iyisiyle kötüsüyle biz tribünlerin sahada beden bulmuş halim. Başka takımın oyuncularının yaptığı ilgilendirmiyor beni. Ben sadece bi Beşiktaşlı oyuncuya hele Ekrem Dağ gibi şu ana kadar hiç bi saygısızlığı, terbiyesizliği, aykırılığı olmayan bi adama yakıştıramadım. Neyse...
Kaptan yine maçı hiçbir şey yapmadan tamamladı. Yine 90 dakika boyunca koca bir hiç oynadı. Yazık. Şu adamın arkasında bekleyen gencecik İsmail'e yazık, Mustafa Denizli onayında ona verilen paralara yazık. Alınmasına onay vermediyse ve alındıysa ona daha da yazık...
Sadece İbrahim Üzülmez değil, önünde oynayan Tello'da sezon başından beri yok'ları oynuyor. Öyle olunca da zaten sezona formda başlamayan hücum oyuncularımızı göz önüne alırsak pozisyon opsiyonlarımız oldukça azalıyor. Soldan bindirme gelmiyor. Göbekte Tabata bi maç oynuyor, bi maç yedek. Ne olduğunu o da henüz anlayabilmiş değil. - ki Mustafa Denizli, Yusuf'un sakat olduğu bi ortamda Tabata'yı çıkarıp yine hangi tavşanla köşe kapmaca oynamak istedi onu da anlayamadım - İbrahim Toraman - İbrahim Kaş ikilisi göbekte iyiydi. Wolfsburg yazımda da değinmiştim. İbrahim Kaş'ı ya göbekte oynatırım, ya da yedek klübesine oturturum diye. Bu maç göbekte oynadı, hiç sırıttığı pozisyon hatırlamıyorum. İbrahim Toraman ise oynadıkça açılıyor. Maşallah. Umarım bi daha sakatlık yaşamaz.
Hücumda Yusuf - Holosko sakat. Batuhan form tutma uğraşında. Hücum gücümüzü oluşturan Nihat, Bobo, Tello, Nobre dörtlüsüne bakıyorum. Tello'nun ve Bobo'nun koca maç vurdumduymazlığı, Nobre'nin Kasımpaşa maçında kaçırdığı gole eşdeğer bi gol kaçırması, Nihat'ın 3 dakika içinde iki kere yüzdeyüzlük golü harcaması... Mevcut oyuncular 1 haftada kademe atlayamayacağına göre arkadan gelen Batuhan'ın ittirmesi lazım. Formda bi Batuhan hücum gücümüze çok şey katacaktır. Batuhan - Nihat ikilisi forvette. Solda her zaman olduğu gibi mecburiyetten Tello, sağda bu kez Serdar Özkan. Orta göbekte Fink-Ernst uyumunu bozmadan devam. Sol bekte İsmail, defans göbeğinde Sivok-Toraman ve sağ bekte Ekrem... 31 Ekim Cumartesi günü İnönü'ye Ankaragücü geliyor. Seriyi bozmadan aynen ve hafta içindeki Wolfsburg maçını düşünerek aynen devam...
Dünya'nın en çirkin golüyle kazanmış olsak da galibiyet serimizi devam ettirmemiz ve zirveye doğru çıkışımıza ara vermememiz güzel. Şu gol sevincini görmek ise Dünya'ya değer...
Öncelikle şunu söyleyeyim. Ekrem'in yukarıdaki gol sevincini çok yakışıksız buldum. Hiç gerek olmayan bişeydi topu çizgiden içeri sokmadan böyle bi sevince. Karşındaki kaleci her ne kadar rakibin olsa da meslekdaşın. Kimseyi rencide etmeye hakkı yok bi Beşiktaşlı oyuncunun. O forma üzerindeyse yaptığı hareketlere dikkat edecek. O formanın içindekiler iyisiyle kötüsüyle biz tribünlerin sahada beden bulmuş halim. Başka takımın oyuncularının yaptığı ilgilendirmiyor beni. Ben sadece bi Beşiktaşlı oyuncuya hele Ekrem Dağ gibi şu ana kadar hiç bi saygısızlığı, terbiyesizliği, aykırılığı olmayan bi adama yakıştıramadım. Neyse...
Kaptan yine maçı hiçbir şey yapmadan tamamladı. Yine 90 dakika boyunca koca bir hiç oynadı. Yazık. Şu adamın arkasında bekleyen gencecik İsmail'e yazık, Mustafa Denizli onayında ona verilen paralara yazık. Alınmasına onay vermediyse ve alındıysa ona daha da yazık...
Sadece İbrahim Üzülmez değil, önünde oynayan Tello'da sezon başından beri yok'ları oynuyor. Öyle olunca da zaten sezona formda başlamayan hücum oyuncularımızı göz önüne alırsak pozisyon opsiyonlarımız oldukça azalıyor. Soldan bindirme gelmiyor. Göbekte Tabata bi maç oynuyor, bi maç yedek. Ne olduğunu o da henüz anlayabilmiş değil. - ki Mustafa Denizli, Yusuf'un sakat olduğu bi ortamda Tabata'yı çıkarıp yine hangi tavşanla köşe kapmaca oynamak istedi onu da anlayamadım - İbrahim Toraman - İbrahim Kaş ikilisi göbekte iyiydi. Wolfsburg yazımda da değinmiştim. İbrahim Kaş'ı ya göbekte oynatırım, ya da yedek klübesine oturturum diye. Bu maç göbekte oynadı, hiç sırıttığı pozisyon hatırlamıyorum. İbrahim Toraman ise oynadıkça açılıyor. Maşallah. Umarım bi daha sakatlık yaşamaz.
Hücumda Yusuf - Holosko sakat. Batuhan form tutma uğraşında. Hücum gücümüzü oluşturan Nihat, Bobo, Tello, Nobre dörtlüsüne bakıyorum. Tello'nun ve Bobo'nun koca maç vurdumduymazlığı, Nobre'nin Kasımpaşa maçında kaçırdığı gole eşdeğer bi gol kaçırması, Nihat'ın 3 dakika içinde iki kere yüzdeyüzlük golü harcaması... Mevcut oyuncular 1 haftada kademe atlayamayacağına göre arkadan gelen Batuhan'ın ittirmesi lazım. Formda bi Batuhan hücum gücümüze çok şey katacaktır. Batuhan - Nihat ikilisi forvette. Solda her zaman olduğu gibi mecburiyetten Tello, sağda bu kez Serdar Özkan. Orta göbekte Fink-Ernst uyumunu bozmadan devam. Sol bekte İsmail, defans göbeğinde Sivok-Toraman ve sağ bekte Ekrem... 31 Ekim Cumartesi günü İnönü'ye Ankaragücü geliyor. Seriyi bozmadan aynen ve hafta içindeki Wolfsburg maçını düşünerek aynen devam...
Dünya'nın en çirkin golüyle kazanmış olsak da galibiyet serimizi devam ettirmemiz ve zirveye doğru çıkışımıza ara vermememiz güzel. Şu gol sevincini görmek ise Dünya'ya değer...
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
8 yorum:
bence ekremin gol sevincinin sebebi şaşkınlık biraz, zira kendisi kaleciyi iyi çalımladığından değil kalecinin hatası yüzünden tekrar önünde buldu topu. zaten yüzündeki şaşkınlık ifadesi çok net görüldü gol tekrarında da.
voodoo, gol olmadan önce yumruklarını sıkması "haha nası geçirdik" der gibi, topa vurmadan sırıtmaya başlaması falan. ne bileyim bana dalga geçiyormuş gibi geldi. zaten dediğim gibi bu hareketi Ekrem'den beklemediğim için afalladım. mesela yazık, garibim Batuhan yapsaydı bu hareketi herkes çocuğu yerden yere vurmaya başlamıştı bile...
tabi tabi o konuda kesinlikle katılıyorum sana şımarıkça oldu bir de hani inanılmaz çalımlarsın kaleciyi falan anlarım da şansa atmışsın gol neyi kovalıyosun onu ben de sevmedim.
:) dimi ama. gören de 5 kişiyi çalımladı da boş kaleye topu yuvarladı sanacak :)
Hemşom yanlış yorumluyorsun bana göre:) Ekrem kimseyi rencide etmedi, etse idi buna ilk başta Eskişehirli oyuncular itiraz ederdi.
Hani demişsin ya son yorumda gören de 5 kişiyi çalımladı da attı sanacak. İşte asıl öyle bir şeyi yaptığında, yani 5 kişiyi çalımlayıp, akabinde boş kaleye giderken sevindiğinde ne oluyoruz yahu der. Bana göre tabi.
Ekrem'in yansıttığı, tüm o olumsuz olan bitenin bir anda sonlanıyor oluşu.
Tabi durumu herkesin farklı yorumlaması da doğal. Nasıl gördüğümüz ile alakalı. Sen nasıl geçirdik ifadesi taşıdığını söylüyorsun ben ise oh be ile bir rahatlama.
Ekrem, güzel adam. Bugüne kadar tek bir falsosunu görmedik, hala da öyle. Bana göre:)
Ege
ablacım şöyle sorayım. aynı hareketi Ekrem değil de Batuhan yapsaydı..?
Aslında yanıtı kendin veriyorsun güzel kardeşim. Niyetler,fikirler yani. Ekrem'in bugüne kadar rakibini aşağılatıcı tek tavrını gördün mü? Var mıdır böyle bir şey? Adamın doğasında yok böyle bir şey. Ayrıca pozisyon sırasındaki yüzünün aldığı şekilde beni olumlu düşünmeye itiyor. Yüzünde aşağılık bir zafer nidası göremiyorum.
Eğer Batuhan ya da Batuhan tavrındaki birçok topçu yapsa idi muhtemelen boş kaleye giden topa abanarak vurur, yüzünde de kendinden geçmiş bir ifade ile bağırıyor olurdu. Belki daha fazla abartırdı ya da bunların hiçbirini yapmazdı. Ki burada eğer o, bu yapsaydı şeklinde değerlendirmek de doğru değil. Batuhan'ın günahını alıyoruz şu an:)Tabi bugüne kadar bizde bıraktığı çizgi ile alakalı.
Yazmış olduğun yazının ilk paragrafına katılıyorum ben. İsmimin önünde Beşiktaşlı oyuncu, yönetici, hoca sıfatlarını taşıyan herkes dikkat etmeli. Hele ki rakibini aşağılamak, yoksaymak gibi bir tavır içerisine girmemeli. Ben sadece bu gruba Ekrem'in dahil olmadığını dile getiriyorum.
Ve senin hassasiyetini de anlıyorum. Hoşuma da gidiyor bu. Beşiktaşlıların bu kadar hassas olması, dikkat etmesi, rakibini önemsemesi gerçekten hoş. Sadece detaylara dikkat etmeliyiz, o kadar.
Ege
Ucunuze de katiliyorum, guzel noktalara deginmissiniz.
Oncelikle Ege'nin soyledigi gibi ancak bir Besiktasli o sevince kafayi takabilir ancak, biz bu yuzden farkliyiz zaten.
Pozisyona gelince; Ben de Ekrem'in bunu bilerek yapmadigini, aklinin bir kosesinde Eses'lilerle dalga gecme fikri olmadigini, istem disi, bir anlik refklesle yaptigini dusunuyorum. Cocuk gibi seviniyordu Ekrem o an. Kritik bir gol atiyordu sonucta. sansinin yardimiyla da olsa. Eses'lilerde hic bir tepki gostermediler, onlar da farkinavarmislar demek ki.
Yalniz sunu dusunmeden de gecemedim bu sevincten sonra. Acaba 90+2'de Rusya'da attigi gol, galibiyetimiz golu olsaydi, ne yapardi ayni Ekrem? :D
Yorum Gönder