Geçen sene İnönü'ye şampiyonluk maçı için çıkmıştık. Üzerinden 7-8 ay geçti. Bu kez 2009-2010 sezonunun kader maçını oynayacağız. Saçma kadrolarla, formsuz isimlerle, formsuz oyuncuların ısrarıyla, hücum hattındaki tutuklukla ve bir çok nedenle bu sene oldukça geriye düştük. Bu yarışta tekrar varız diyebilmek için, ligden 22. haftada kopmamak için çeyrek sıfırla da olsa bu maçtan 3 puan almalıyız. Bu sene nasıl oynarsak oynayalım önemli olan 3 puan haftalarına erken girdik rakiplerimizin arayı açmasıyla. Deriiin kadro analizleri yapmayacağım. Zira geçen hafta çıkan bu senenin en iyi kadrosu 2 metreye pas vermekten aciz bir durumdaydı. Öyle olmasa bile başımızdaki isim için boşuna klavye eskitmemem gerektiğini öğrendim. Söz konusu derbi ve Mustafa Denizli olunca ilk 11'de en az 2 tavşan olur. Bu sefer basına yansıyan isimler Fink'in kulübeye geçip İbrahim Toraman'ın orta sahada başlaması. Toraman'dan boşalan yere Rıdvan'ın geçip, iyileşen Ferrari'nin de Sivok'un yanına katılması olarak söyleniyor. Sol açıkta geçtiğimiz haftalarda 18'e bile girmekte zorlanan Serdar Özkan'ın sol açıkta, Nobre'nin de forvette başlayacağı dedikoduları da var. Şöyle bir kadroya bile şaşıramayacak duruma geldim Mustafa Denizli sayesinde. Galatasaray'ın Madrid deplasmanından 1-1'lik avantajlı bir skorla dönmesi akılları ister istemez hafta içi oynayacağı Sami Yen'deki Atletico Madrid maçına kaydıracak. Beklenenenden çabuk iyileşen Jo'nun ise 18 kişilik kadroda olması bekleniyor. Bu maç için sıkıntı çekeceğimiz yer kesinlikle sol kanadımız olacaktır. İbrahim Üzülmez'e Keita karşısında sabır diliyorum. Burada önemli nokta İbrahim'in önünde kim oynarsa kati suretle Galatasaray ataklarında İbrahim'e yaklaşarak oynamalı. Böylece Keita'nın etkisi azaltılabilir. Bobo'dan bu maç yine gol bekliyorum. Nihat oynar da kazara götüne başına çarpıp gol atarsa taraftarın gözündeki kredisi 1-2 level atlar. Öyle ya da böyle Demirören'e ve çirkin gülüşüne rağmen kazanan biz olalım...
Çocuklar inanın, inanın çocuklar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
siyah şort, beyaz fo... bi dakka ya. beyaz formamız yok ki bizim artık...
Yorum Gönder