10 Mart 2010 Çarşamba

Beşiktaş - İBB

Takım olarak Kayseri'deki güzel oyunumuza devam ettiğimiz bi maç oldu. Ligin boyu kısaldıkça son 2 haftadır güzel bi koşuya başladık. Bunun anlam kazanması ve depara dönüşmesi için önümüzdeki kritik Denizli deplasmanından da 3 puanla dönmek gerekiyor. Kayserispor maçındakine benzer bir 11'le maça başladık. 8 kişi defansta 3 kişide ofansta görevli gibi gözüküyordu maçın başında. Futbolda sayıların önemli olmadığını kanıtlarcasına 2 maç oynadık. Herkes koştu, herkes mücadele etti, birbirinin açığını kapattı. İBB yine Kayserispor'la birlikte neden ligin en antipatik en kişiliksiz takımı olduğunu kanıtlarcasına bir ilk yarı çıkardı. Yattılar, kalkmadılar. Faul yaptılar, kart almadılar. Oyunun kırılma noktası ise 24. dakikada oyuna orta sahada başlayan İbrahim Toraman'ın sağ beke geçip, sağ bekte başlayan Ekrem'in sol açığa geçmesi oldu. Tıkanan oyun kanat bindirmeleriyle, 2ye 1lerle açıldı. Gol de böyle bir pozisyonda geldi. Deli ileri çıktı şut çekti savunmadan döndü, Bobo'nun önüne düştü. Bobo da bu sene takımın çektiği gol kısırlığına inat Fenerbahçe maçında attığı golün bir benzerini Hasagic'in koruduğu kaleye bırakıp hem ikinci yarıya önde girmemizi sağladı hem de İBB'nin yere yatma hastalığını engellemiş oldu. İkinci yarıya kontrollü oyunla, top yaparak başladık. Sabırlı paslarla boşluk kovaladık. Ferrari'nin ileri şişirdiği topta Holosko topu önünde bulunca çok net bir vuruşla maçı 2-0'a getirdi ve maç bizim için orada bitti. Resmen kontağı kapatıp Denizlispor maçını düşünmeye başladık. Bu sırada verdiğimiz bir pozisyon var ki yiğidi öldür hakkını ver demişler, Rüştü bizi ipten aldı. Ernst'in yokluğunda Necip Uysal bağıra bağıra geldiğini belli eden bir oyun sergiledi. Bobo yine golünü attı, Tello geçen hafta Kayseri'deki performansını devam ettirdi, Holosko sakatlıktan çıktıktan sonra ilk kez bu kadar verimliydi. Fink, Sivok, Ferrari'yi zaten belirtmeye gerek yok bildiğiniz gibiydi.

Günün özel adamına ayrı bir parantez açmak lazım. Kaptan İbrahim Üzülmez 36'sını devirdiği maçta yine koştu didindi, formadan çekti, kendini yere bıraktı, ileri çıktı, orta yaptı, şut çekti. Yine sahanın en çok mücadele eden ismiydi. Başından kaç tane teknik direktör, mevkisinden kaç tane futbolcu geçti ben unuttum. Helal olsun... Aynı tempoyla ligin son sıralarından kurtulma mücadelesi veren ve yaralı kaplan modunda olan Denizlispor'dan 3 puanı da alalım önümüzü daha bi net görelim. Son olarak;

Yere yatsanaaaaa, yere yatsanaaaaaaa
Abdullah Avcı yere yatsanaaaaaaaaaaa

Hiç yorum yok: