15 Mart 2010 Pazartesi

Denizlispor - Beşiktaş

8-9 ay önce şampiyonluğu kutladığımız Denizli'ye bu kez lige tutunmak için gittik. İkinci yarıyı izleyemediğim için çok detaylı bi analiz yapamayacağım ama yine de bi iki şey karalayalım. Geri dönüp baktığımızda ulen o maçta ne olmuştu demeyelim. Öncelikle kenarda Rıdvan gibi bi cevher çürürken Adem Dursun ve Çağdaş Atan'dan sonra Beşiktaş defansına gelmiş en kötü defans oyuncusu İbrahim Kaş'ın hâla oynatılmasına anlam veremiyorum. Tavuk karası Schildenfeld'den bile kötü bi imajı var gözümde. İkinci eleştireceğim nokta ise kendi ekseni etrafında 360 dönmekten başka hiç bir çalım kabiliyeti olmayan Ekrem Dağ'ın ileriye deli baş koyun gibi sürülmesi... Zaten bu sene bir türlü önüne geçemediğimiz atak sıkıntımızı verimsiz adamlarla daha da öldürüyoruz. Tello 2 maçlık kıpırdanmanın ardından en azından ilk yarı için konuşuyorum bu sezonki kendi standartlarına döndü. Fink de Beşiktaş'a geldiğinden beri en kötü maçını çıkarmıştır herhalde. Holosko'yu İBB maçında çoğu kişinin beğenmemesine rağmen beğenmiştim. Bugün de çok saçma bi golle bize 3 puanı getiren isim oldu. İyiden iyiye artık son 9 haftada yarışın içindeyiz. Fenerbahçe'yi arkamıza aldık. Los Galacticos Galatasaray'la puan farkını 2'ye indirdik. Bursaspor kazanmaya devam ettiği sürece bizim de kazanmaktan başka şansımız yok. Galatasaray mevcut oyuncu yapısıyla Sami Yen'deki maçları bi şekilde kotaracaktır. Deplasmanlar da sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Bugünkü maçın üstünden 4 gün geçtikten sonra bize oldum olası ters gelen Yılmaz Vural'ın Kasımpaşa'sı ile karşılaşacağız. Zaten zor olan maç bir de Pazartesi-Cuma çerçevesine alınınca iyice içinden çıkılmaz bi hal aldı. Şampiyonluk yolunda ekstra adamlar çıkarma vaktimiz geldi artık. Bu isim son 2 maçtaki kıpırdanışıyla Tello olur, 10.5 numara Tabata olur, 3.5 milyon euro alan ama 3.5 kuruşluk katkı yapmayan Nihat olur artık birilerinin olağan katkılarının dışına çıkması lazım. Ligin boyu iyiden iyiye kısaldı. Allah yardımcımız olsun...

Hiç yorum yok: